16 Nisan 2020 Perşembe

''Neden Bu Haldeyiz?'' Özenç

‘’Neden bu haldeyiz?’’

Bu soru bir çocuğa ait, Alya Hacıoğlu’na. Bianet’te Gamze Karagöz’ün ‘’Çocuklar Soruyor, Büyükler Cevaplıyor’’ serisinde yer alan soruyu, sevgili Ceren Suntekin cevaplamış. Ben cevaptan çok soruyla ilgileniyorum bu yazıda. Bir çocuk, yetişkinler cevap versin diye soruyor: ‘’Neden bu haldeyiz?’’

Seride soruyu ilk okuduğum anda içimde şu canlandı: Bu çok iyi bir soru, çok! Sorunun  taşıdığı potansiyel, tıpkı içinde bulunduğumuz, belki bu zamanda daha az takip edebildiğimiz, bahar gibi. Çatlamak için sabırsızlanan tohum gibi. Toprağını biraz havalandırdığımızda bizi amma da şaşırtacak. Hiç karamsar bir tını duymadım soruda, merak, baştan sona bir merak. Gözümün önüne geliyor, hafif öne doğru gelen bir kafada, gittikçe büyüyen gözlerle sorulmuş türden, ezberden değil, kalpten. Tam bu yüzden çok güçlü.

Sonra şunu düşündüm. Kaç kişi kendine, birbirine, devletlere bu soruyu sormuştur? Pek fazla olduğunu düşünmüyorum. Bambaşka sorularla günü kurtaracak cevapların peşinde, büyük bir öğrenme fırsatını kaçırıyoruz. Yüzleşmenin ve sorumluluk almanın. Ben bu geniş havuzdan, çocuklarla ilgili olan kısma biraz bakmak istiyorum.

Çocukların hayatlarının da ne kadar çok değiştiğinin farkında mıyız? Bir günün üçte birini geçirdikleri okula bir aydır gidemiyorlar, ne kadar zaman sonra dönecekleri ile ilgili bir bilgiye sahip değiller, iyi ihtimalle yakınındaki yetişkin tarafından durumun belirsizliğine dair şeffafça bilgilendiriliyorlar, bu epeyce iyi bir ihtimal gerçekten.
Şu an, bir televizyon kanalı, bir eğitim bilişim ağı çocuklara ‘’derslerinden geri kalmasın diye’’ ellerinden geldiğince çalışıyor. Öğretmenler, bu çabanın yanında harıl harıl çevrimiçi ortamlarda ders planlıyor, çocuklarla ‘’kaldıkları yerden devam edecekleri’’ sistemler kurmaya çalışıyorlar. Tüm çabalara içimde büyük bir takdir var, hızla çözümler yaratmaya çalışan, farklı öğrenme yöntemleri deneyimle(t)mek için çaba sarf eden herkese.

Baharı birlikte karşıladığımız bir günden
Acaba bu hızlı geçişe bir durup çocuklar açısından bir bakmamız mümkün olur mu? Küresel bir krizin tam içerisindeyken sabah uykudan uyanıp türlü ekranların başından çocukların eş anlamlı kelimeleri öğrenmesini beklemekte bir gariplik yok mu sizce de?

Çocukların sorusu ‘’Neden bu haldeyiz?’’ gibiyken, bizim sorularımızın Corona öncesinden geliyor. Belki sınıflarda olsak, belki bir dersin ortasında sorularını paylaşacak alanı bulabilme ihtimali olacak çocukların, katılımı artık daha da sınırlı. O yüzden buluşabildiğimiz tüm alanlarda çocukların sorularına yer verebilme, sistemleri kurarken bunu dahil edebilmeyi hayal ediyorum.

Onca emeği, çocuklara ve onların sorularına güvenerek planlayacağımız bir sistemi kurmaya ayırsak, bunun için çalışsak sizce de daha verimli olmaz mı? Çocuklarla paylaştığımız içeriklerin tıpkı hala okullardaymışız gibi devam ettirme çabasını anlıyorum. Bununla birlikte imkan yaratabildiğimiz kadarıyla çocukların ihtiyaçlarını duyarak ilerlemenin sorumluluğunuz olduğunu düşünüyor, tam da nasıl olacağını kestiremediğimiz geleceği, bu şekilde birlikte inşa edebileceğimize inanıyorum.

 Kaldığımız yerden değil, ihtiyaç duyduğumuz yerden birlikte devam etme umuduyla, Alya’nın verdiği ilhamla…

*Haber serisine ulaşmak için https://bianet.org/bianet/saglik/222823-ne-zaman-ozgur-olacagiz ‘ı ziyaret edebilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder