Sura Hart ne diyor?
İletişimimizin
her noktasında, öğrencilerimizi nasıl gördüğümüzün ve onların neleri
başarabileceklerine inandığımızın bilgisini aktarıyoruz.
Öğrencilerinize
hangi mesajları aktarıyorsunuz?
Öğrencileriniz
bu cümleyi nasıl tamamlar: "Öğretmenim
_____ sever."
Ben ne düşünüyorum?
Bu haftayı
tekrar okuyunca çok heyecanlanmıştım, bu içeriğin dönemin son haftasına gelmesi
çok iyi oldu. Çocukların ne sevdiğim ile ilgili fikirleri benim için önemli bir
geribildirim. Neler söyleyeceklerini çok merak ettim. Tahmin etmeye çalıştığımda
iki şey öne çıkıyordu: sarılmak ve şaka yapmak J
Çocuklardan gelenler,
gözümü doldurdu, içimi büyüttü biraz da güldürdü.
Sarılmayı
sever.
-
Şaka yapmayı
sever.
-
Müzik
yapmayı sever.
-
Kitap
okumayı sever.
-
Fıstık
sever.
Günümün
büyük kısmını bu kadar iyi gözlemcilerle geçirdiğim için çok şanslıyım! Sura’nın
dediği gibi, iletişimimizin her noktasında birbirimizi nasıl gördüğümüzün ve
neleri başarabileceğimizin bilgisini aktarıyoruz. Şimdi daha iyi fark ediyorum,
çocuklar dönem boyunca büyük bir titizlikle gözlem yapmış ve geribildirim
vermişler bana, öyle öyle ileriye taşımışlar beni, bizi, topluluğumuzu.
Şu müzik
yapmayı sevme mevzusu. Sınıfta hep var, bazen dinliyoruz, bazen yapıyoruz.
Bazıları çalışırken tatlı tatlı fon müziği oluyor bize, bazıları hoplaya zıplaya
Şubadap Tribute!
Müzik açmayı
unutmuşsam çok geçmeden biri hatırlatıyor, sık tekrara düşmüşsem değişim isteği
geliyor. Buna ritm ile kendimiz müzik yapmayı ekledik, üstüne bir de flüt. O
kadar çalıştım ki, söylediğimiz şarkılara flütle eşlik etmek için. Düşünüyorum
ben böyle bir akış da planlamadım, nasıl bu kadar güzel aktı bu süreç?
- - Öğretmenim
sen küçükken de çalıyor muydun?
- - Sen kendi kendine
mi çalışıyorsun?
- - Bunu da mı
öğrendin? Hadi söyleyelim.
- - Sen ne güzel
çalıyorsun, bana da öğretir misin?
- - Sen ne güzel
çalıyorsun!
- - Aaa, bunun
sonu olmamış, biraz daha çalışmalısın.
Bunlar
çocuklardan gelen cümleler, iyice açılmış ilgiyle bakan gözler, sarılan kollar,
dokunan eller ile birlikte.
Bana kimse
aferin demedi, süpersin demedi, hediye vermedi. Yanımda oldu, ilgiyle izledi,
takdir etti, kendisi de öğrenmek istedi, nasıl öğrendiğimi merak etti, eşlik
etti. Şu anda sınıfta flüt ve org çalmaya devam ediyorum şimdilik 4 çocukla
birlikte, biliyorum sayı artacak.- sınıf kumbaramız flüt alabilme niyetiyle
doluyor.-
Tam da
burada onların benimle kurduğu ilişkiden ilham alacağım çok şey olduğunu
düşünüyorum.
Onların da benim
keyifle geçtiğim süreçten geçmelerini önemsiyorum, bunun için en çok onlardan
ilham alıyorum ancak akış hızlanıverince, bazen hiç dikkatimi veremiyorum, fark
ettiğim sadece benimle kalıyor, bazen de bir ‘süpersin.’ çıkıyor, tutamıyorum.
Böylesi
zamanlarda ‘neyse ki gün sonu çemberimiz var.’ diyorum. Gün bitmeden yavaşlayıp hep birlikte günümüzü
değerlendirdiğimiz zaman. ‘’ Şevin, hani sen öğle arası bana kitap okumuştun
ya, sonrasında benim hemen yapmam gereken bir iş vardı, üzerine konuşamadık.
Geçen haftaya göre daha az hecelediğini fark ettim. Sen de fark ettin mi? Tebrik
ederim.’’ Nasıl içime siniyor böyle
zamanlar, nasıl da gerçek, nasıl da güçlendiren.
Sonrası ile ilgili ne düşünüyorum?
Fark
ediyorum ki, sınıf çemberlerimiz Sura’nın paylaşımları ile oldukça örtüşen bir
içeriğe sahip. Sınıfımızın şefkat pınarı J Önümüzdeki dönem
çemberleri daha ayrıntılı bir şekilde, günlükten bağımsız olarak paylaşmak istiyorum.
Hem ben de kendi sürecimi yazıya dökmek istiyorum, hem de okuyanlardan aldığım
geribildirimle paylaşma hevesim var.
Heyecanla