30 Ekim 2018 Salı

Özge'nin Şefkatli Eğitmen Günlüğü Ekim II

Sura Hart ne diyor?


Sınıfta fiziksel ve duygusal güvenlik için harcanan zaman, eğitimcilerin arzuladığı derinlemesine öğrenmenin yeşerdiği şefkatli öğrenme topluluğunu yaratabilir.  
Öğretmenler ne yaşıyorsa öğrenciler onu öğrenir.

Öğretmenler öğrencilerin duygu ve ihtiyaçları ile empati kurarlarsa, öğrenciler
1) ihtiyaçlarının dikkate alındığını
2) okuldaki  arkadaşlarının ihtiyaçları ile nasıl empati kuracaklarını öğrenirler.
Bu değerli öğrenme, sınıftaki duygusal güvenlik ve güveni artırır ve öğrenme sürecinde daha çok işbirliği ve dayanışmanın gerçekleşmesi ile sonuçlanır.

Ben ne düşünüyorum?
Öğrenme sürecinde işbirliği ve dayanışma öğretmenin işini kolaylaştıran ve daha keyifli hale getiren iki temel eksen gibi. Yapacağım etkinliği de, Çamtepe’deki temel ihtiyaçları da bu yönde akıtabilirsem topluluk halinde nefes alıp verebildiğimizi düşünüyorum.

Çocuklarla nasıl paylaşıyorum?
Çocukların duygu ve ihtiyaçlarını tahmin etmeye çalışmak günlük sürecin temel bir parçası gibi artık. Konuşurken sohbet kendiliğinden empati diliyle akıyor. Şiddetsiz iletişim de yeni bir dil öğrenmek gibi pratik yaptıkça akıcı hale geliyor sanki.
Bunu yaşatmak için de bolca olay gerekiyor. Küçücük bir grup olduğumuzdan çemberler kendi hızında, kolaylıkla akıyor. Ancak bazen ortaya bir durum atmakta zorlanıyorum çalışma yapabilmek için. Ya da çocuklardan yeterince yaşantı gelmiyor. O zamanlarda yaratıcılık kuytu köşelerde bekliyor.


Kütüphanede duran bir kart seti var. Üzerinde farklı karakter, kişi, nesne, canlı resimleri... Art arda karışık sıralayınca herkes bir cümle söylüyor. Ortaya türlü hikayeler çıkıyor. İlk zamanlarda çocuklar zorlanıyordu isim, hikaye, duygu bulmakta. Artık yavaş yavaş gelişiyor ve ortaya çıkan olaylar bizim için duygu ve ihtiyaçları belirleyebilmek adına pratik yapmamızı sağlıyor. Kız çocuğu, kedi, top, erkek gibi görsellerden bir hikaye oluşuveriyor. Bir kız çocuğunun babasından kedi almasını isteyip durmasının hiç arkadaşı olmamasına bağlayarak duygu ve ihtiyaçlar üzerine konuşabiliyoruz böylelikle.

Sonrası ile ilgili neler düşünüyorum?
Yaptığımız her pratiğin çocukların kendi yaşantılarında ihtiyaçlarını dikkate alması, birbirleriyle ve kendileriyle empati kurabilmesi adına katkı sağladığını düşünüyorum. Bu pratik alanı da gün geçtikçe zenginleşiyor. Öğretmen arkadaşlarımdan pek çok güzel uygulama görüyor, ilham alıyorum.
Çocuklar kendilerini ifade etme, birbirini dinleme becerisi geliştirdikten sonra günlüğün başında bahsettiğim işbirliği ve dayanışma eksenlerinde yoğunlaşmak istediğimi görüyorum. Örneğin bunun için bazı sorumluluk alanları belirledik ve bu görevleri paylaştık. Çamtepe işlerin hiç bitmediği bir yer :) Her gün bir ebeveyn bize eşlik ediyor ancak sınıf düzenini desteklemeye pek de zamanı kalmıyor. Hele soba vakti geldikten sonra ekstra iş çıkıyor. Bunun için masa silme, kitaplık düzeni gibi sorumlulukların olduğu bir fotoğraflı liste hazırladık. Henüz ikinci haftayı uygulamaya başladık sorumlulukları paylaşmakta. Bunları süreçte yazacağım.
Kendimi nasıl değerlendiriyorum?
Bu haftasonu hayatımda girmiş olduğum yeni bir yolculuğu kutluyorum. Cuma günü İstanbul’da Vivet ve ekibiyle birlikte Şiddetsiz İletişim Temel Eğitim Programı’na başladım. 8 ay sürecek olan bu hikayenin büyüme ve gelişmeme, kendimle ve insanlarla kurduğum bağlantıya olan katkısını kutlamak istiyorum. Bu yolculuğa girmemde Çocukla Barış’ta hafta hafta şiddetsiz iletişimi gündemde tutmamızın ve içimizde yaşatmamızın payı büyük. Paylaşıp çoğaltma umudu ile…

23 Ekim 2018 Salı

Özenç'in Şefkatli Eğitmen Günlüğü Ekim II


Sura Hart ne diyor?

Sınıfta fiziksel ve duygusal güvenlik için harcanan zaman, eğitimcilerin arzuladığı derinlemesine öğrenmenin yeşerdiği şefkatli öğrenme topluluğunu yaratabilir. 

Öğretmenler ne yaşıyorsa öğrenciler onu öğrenir.
Öğretmenler öğrencilerin duygu ve ihtiyaçları ile empati kurarlarsa, öğrenciler
1) ihtiyaçlarının dikkate alındığını
2) okuldaki arkadaşlarının ihtiyaçları ile nasıl empati kuracaklarını öğrenirler.
Bu değerli öğrenme, sınıftaki duygusal güvenlik ve güveni artırır ve öğrenme sürecinde daha çok işbirliği ve dayanışmanın gerçekleşmesi ile sonuçlanır.

Bir daha, bir öğrenciyi disipline etmeye kalkıştığınızda, bunu yapmak yerine öğrencinin davranışının ardındaki duygu ve ihtiyaçlarını tahmin etmeyi deneyin.

Ben ne düşünüyorum?
Fiziksel ve duygusal güvenliği odağa almanın, öğrenmeyi odağa almak olduğunu düşünüyor ve deneyimliyorum ben de. Topluluk olarak öğrenmemiz anca bu şekilde mümkün. Odağa almak, zaman harcamak kısmını biraz daha somutlaştırmanın, uygulamaya geçişi kolaylaştıracağını düşünüyorum. O kalabalık ve hızlı, bir takım gereklilikleri olan akışta ne yaparsam gerçekten bunu sağlamaya çalışmış olurum?
Benim buna cevabım hem beceri hem araçları içeriyor. Sura’nın dediği gibi, duygu ve ihtiyaçlarla empati kurma becerisi ve çocukların da bunu öğrenip deneyimleyeceği araçlar oluşturabilme.
Bu araçlar, her topluluğun ihtiyacına göre değişebilir elbet, ancak sınıf çemberi benim için önemli, pek çok ihtiyacı karşılıyor. Başka ne olabilir? Sınıfta çıkan çatışmaları çözmek için bir araç/mekanizma geliştirilebilir. Biz kalabalık bir sınıfız, iş bölümü yapmadıkça kaotik bir ortam oluyor, o nedenle iş bölümü için bir araç geliştiriyoruz, zamanla gözlem yapıp yeni ihtiyaçlar keşfedebiliriz, topluluğumuza bu gözle bakabiliriz. Araçlar işledikçe rutinler oluşuyor ve sınıfta geçirilen zaman belirsizlikler toplamı olmaktan çıkıyor, herkes için güvenli bir alana dönüşüyor. Böylesi bir alanda, bir çocuğu disipline etmek, çocuğun, topluluğun, fiziksel ortamın ihtiyaçlarını tahmin etmeye dönüşüyor. Elbette bir günde değil, emek emek, üst üste koyarak, birlikte biriktirerek.
Çocuklarla nasıl paylaşıyorum?
Geçen hafta çemberi oluşturmaya çalışacağımızı paylaşmıştım, fiziksel koşullarımızı zorladık, öğretmen masasını dışarı çıkarttık, çember şeklini almamız kolaylaşsın diye yerlere elektrik bantlarından şeritler çektik ve hazır! ( Epeyce matematik kazanımını tekrar etmiş olduk. )
İş bölümüne çember sorumlusunu ekledik. Çember sorumlusu, çembere çağırma, çemberi kolaylaştırma, anlaşmadaki çember ile ilgili maddeyi hatırlatma işlerini yapıyor.
Çember ile ilgili niyet ettiklerimiz hayata geçirdikten sonra, geçen seneki anlaşmamızı gözden geçirdik. Bu sene, diğer şubeden 2 çocuk geldi sınıfımıza, geçen seneki anlaşmayı onlara anlattılar. Anlaşmaya yeni bir madde eklemediler, daha çok  uymadıklarında ne yapacaklarını tartıştılar, gördükçe heyecanlandım. Geçen sene ilk haftalarda bu konuyu konuşurken, ‘’tenefüse çıkmasın.’’, ‘’yemek yemesin.’’, ‘’bahçeye gelmesin.’’ cümlelerini duyarken,  ‘’konuşalım, anlaşmayı hatırlatalım, çözebiliriz.’’ cümlelerini duydum. Nasıl mutlu oldum, içimde Sura Hart’ın ‘’ Öğretmenler ne yaşıyorsa öğrenciler onu öğrenir. ‘’ sözü çınladı. Bu kısma çalışmaya devam edeceğiz.

Sonrası ile ilgili neler düşünüyorum?
Çemberde kendini ifade etme, duygu ihtiyaçlarını belirleyip paylaşabilme konusunda geliştirici etkinlikler planlamayı düşünüyorum, geçen senenin üzerine yeni ifadeler ekleme zamanı geldi. Burada Barış Kütüphanesi’ndeki Duygu Dağarcığı listelerinden faydalanacağım :) https://cocuklabaris.blogspot.com/p/destek-kaynaklar.html
 Bununla birlikte bu aralar Türkçe dersinde kısa okuma anlama metinleri üzerine çalışıyoruz, o metinleri buna hizmet edecek şekilde seçebilirim.Çemberimiz fiziksel koşullarımız gereği, ayakta çember. Bu durum bizim çember zamanımızı kısaltıyor. Her çocuğun sırasının altında duran bir minderinin olduğunu, çembere geçerken herkesin onu getirip üzerinde oturduğu bir çember hayal ediyorum. Minder ve başka kırtasiye ihtiyaçlarım için, içinde bulunduğum topluluklardan destek istemeye karar verdim. Umarım gerçekleştirebiliriz.
Kendimi nasıl değerlendiriyorum?
Bu hafta epey hastaydım, planladıklarımı yapamadığım, işlerimin sarktığı zamanlar oldu. Bu benim için, içinde durması zor bir durum. Sonradan, yakınlarımın hatırlatmasıyla gündemime kendine şefkati alabildim, gelmesiyle içim ısındı, rahatladım, kendimle ve çocuklarla olan ilişkim de rahatladı. ‘’Öğretmenim, sen bugün çok yorgun gözüküyorsun, senin için ne yapabilirim?’’ ‘’Sana evden süt getirelim de iyileş.’’ ‘’Biz birbirimize okuruz, sen dinlen biraz.’’ cümleleri yumuşatıverdi içimi. Dileğim, herkes şefkati, onun kalbe ne kadar iyi geldiğini yasaşın, yaşasın ki yaşatabilsin.




16 Ekim 2018 Salı

Özge'nin Şefkatli Eğitmen Günlüğü Ekim I

Sura Hart ne diyor?
Kendilerinden sınıf yaşamına aktif olarak katkıda bulunmaları istendiğinde, çocukların genellikle hevesli katılımcılar olmaya meyillidirler. Şiddetsiz iletişimin özünde karşılıklı anlaşmaya dayalı bir vizyon yaratmak vardır.
Çocuklarınızla birlikte geçirmek istediğiniz okul yılına dair bir vizyon belirleyin.


Öğrenmek çocuklar için sınıfa getirdikleri bir sürü ihtiyaçtan sadece biridir. İlişki tabanlı bir sınıfta; güvenlik, güven, çocukların ve öğretmenlerin ihtiyaçları ve iletişim biçimleri kullanılan müfredat için akademik konular kadar önemlidir. Sınıfta izlediğiniz müfredat bu değerleri nasıl yansıtıyor? Kullandığınız müfredatta bu değerleri daha güçlü yansıtmaya yarayacak değişiklikler yapmak ister misiniz?

Ben ne düşünüyorum?
“Çocukla Barış” ile geçirdiğimiz bir yılın ardından günlüklerde ikinci yılımıza girerken büyük bir gülümsemeyle bakıyorum ekrana. Dileğim okuyup beslendiğimiz günlüklerde hikayelerimizi keyifle paylaşmak birbirimizle. Bu yıl da Çamtepe Ekolojik Yaşam Merkezi’nde çocuklarla beraberim. Artık ufacık olan grupla birbirimizi bırakamadık. Haftanın dört günü Çamtepe’ye çıkmaya devam ediyoruz.


Döneme başlamadan önce Sura Hart’ın günlüklerinde ilk haftaları gözden geçirdim. Bu yıl daha farkındaydım yapacaklarımın başlarken.


Çocuklarla nasıl paylaşıyorum?
Çamtepe’de temizlik yaparken geçen yıldan kalan anlaşmalarımızı ve panolarımızı kenara ayırdım. İlk hafta çocuklarla buluştuğumuzda önce geçtiğimiz yılı gözden geçirdik. Hangi konularda karar almışız, birlikte neler yapmışız…
Geçen yıl oyun grubu tadında olan süreç bu yıl çocukların ilkokula da başlamasıyla farklı bir hal almaya başladı.
Ben de okul süreçlerini destekleyen haftalık bir program ekledim takvime. Çember saatlerine devam ediyoruz. Program içerisinde okuma-yazma, matematik, proje, bahçe, mutfak, kütüphane, gezi, üretim gibi saatler yer alıyor.
Odağımız “Birlikte nasıl yaşamak ve öğrenmek istiyoruz?” sorusundaydı. Gelen cevaplarsa geçen yılın meyvesi gibi: “paylaşarak ve barışarak”, “hayvanları özgür bırakarak”, “Çamtepe’yi temiz kullanarak”, “okuma-yazma öğrenmek isterim” gibi :)
Bu süreçten sonra grup anlaşmamızın oluşması da daha kolay oldu. Geçen yılın anlaşmasına bakarken “Ağaç eve çıkmıyoruz.” maddesi geldiğinde bir çocuk itiraz etti. “Ben ikna olmuyorum buna, çıkmak istiyorum artık.” dedi. Ağaç eve gittik ve zeminde bir tahtasının eskidiği için biz yokken düştüğünü fark ettik. Birlikte çözüm aramaya başladılar. “Nasıl yaptırabiliriz?”, “Para mı toplasak?”, “Söyleyelim yapsınlar.” gibi yorumlar geldi. Önce aileleri haberdar etmek gerek diye düşündüler ve şu öneri geldi: “Hani siz toplanıyorsunuz ya anne babalar geliyor buraya biz içeride oynuyoruz. O zaman biz de bunu söyleyelim işte. Ağaç evi yaptıralım diyelim.” Çocuklar Çamtepe’yi benimsemişti ve eksik gördükleri yerde birlikte çözüm arama sürecine kolayca geçebiliyorlardı. Bunu görmek beni sevindirdi.


Geçen yılki Çamtepe anlaşmasını tekrar gözden geçirdik ve bu şekilde her madde içimize sinene kadar bu sefer çok daha uzun konuştuk. Çocuklar kuralları hemen kabul etmiyor, içlerine sinene kadar konuşabilecekleri bir alanı olduğunu biliyordu. Bu da hayal ettiğim şeydi.


Sonrası ile ilgili neler düşünüyorum?
Çember saatleri içinde eski duygu panosunu gözden geçirmiştik. Bu yıl yeni kaynaklarla duygu dağarcığını geliştirmek için çalışmaya devam ediyoruz. Yeni bir pano hazırlamaya başladık. Gün içinde konuşurken görünür bir yerde oluşu çocukların sık sık destek almasını sağlıyor. Panoyu sabit değil taşınabilir büyük bir kitap formatında düzenlemek bizim için daha kullanışlı olabilir.


Kendimi nasıl değerlendiriyorum?
Yeni dönemde günlüklere başlarken keyifli, memnun, heyecanlı, istekli ve hevesli hissediyorum kendimi şimdi. Geçtiğimiz yıldan beri bu süreç gelişme/büyüme, topluluk, işbirliği, istikrar gibi ihtiyaçlarımı sardı sarmaladı. Yeni döneme daha farkında başlamamı sağladı. Günlükleri rehber olarak önüme koymak bakış açımı çok değiştiriyor.

11 Ekim 2018 Perşembe

Özenç'in Şefkatli Eğitmen Günlüğü Ekim I

Sura Hart ne diyor?
Kendilerinden sınıf yaşamına aktif olarak katkıda bulunmaları istendiğinde, çocukların genellikle hevesli katılımcılar olmaya meyillidirler. Şiddetsiz iletişimin özünde karşılıklı anlaşmaya dayalı bir vizyon yaratmak vardır.
Çocuklarınızla birlikte geçirmek istediğiniz okul yılına dair bir vizyon belirleyin.

Öğrenmek çocuklar için sınıfa getirdikleri bir sürü ihtiyaçtan sadece biridir. İlişki tabanlı bir sınıfta; güvenlik, güven, çocukların ve öğretmenlerin ihtiyaçları ve iletişim biçimleri kullanılan müfredat için akademik konular kadar önemlidir. Sınıfta izlediğiniz müfredat bu değerleri nasıl yansıtıyor? Kullandığınız müfredatta bu değerleri daha güçlü yansıtmaya yarayacak değişiklikler yapmak ister misiniz?

Ben ne düşünüyorum?
Öncelikle çocuklarla buluştuğum için çok mutluyum. Ücretli öğretmenlik yaptığımdan benim için dönem daha geç başlıyor. Ancak şanslıyım ki aynı çocuklarlayım. Diyarbakır’ın Çınar ilçesinin Ovabağ köyünde, Ovabağ İlkokulu 2/B...

Geçen sene 30 hafta boyunca paylaştıklarıma neler eklenecek, blog nelerle dolacak, nasıl geribildirimler alacağım? Bunları düşündükçe kalbim pır pır.
Vizyon belirlemeyi önemsiyorum. Sonrasında yapacağımız her anlaşmanın zeminini oluşturuyor. ‘’Şimdi bunu neden yapıyoruz?’’ sorusuna tutarlı bir cevap oluyor. Benim içinse adeta bir pusula. Onlarca olasılıktan hangisi bana/bize yönümüzü bulduracaksa onu seçiyoruz, yolda kaybolmuyoruz.
Vizyonu konuştukça birbirimizle kuracağımız ilişkinin niteliğinin netleştiğini, sınıfta duygusal güvenliğin oluşmaya başladığını, çocukların katılımının giderek arttığını fark ediyorum. Çünkü öğrenme, ilişki gerektirir, kalp ile beynin birlikteliği ile gerçekleşir.

Çocuklarla nasıl paylaşıyorum?
Bu sene bizim sınıfımızın yeri değişti. Emek emek düzenlediğimiz sınıfımızda değil, okulun yanındaki prefabrik kısımdayız artık. Önceki sınıfımızda bir çember alanımız ve anlaşmalarımızın eklendiği panomuz vardı. Yeni sınıfımız, öncekininin üçte biri kadar, yeni, bir macera bizleri bekliyor.
Sınıfa geldiğimde çocuklardan ilk duyduğum söz, ‘’Çemberi nerede yapacağız?’’ oldu. Öyle sevindim ki! Çember şarkısını mırıldananlar, söz nesnesini soranlar, yeni anlaşmalar için kağıt hazırlayanlar… O anları izlemek, gözlerimi dolduran bir armağandı benim için. Meğer bir senede ne çok şey biriktirmişiz! Tekrar fark ettim ki ilişkiyi ve onun niteliğini arttıran rutinler ne önemli bir ihtiyaç.
Niyetim ‘’birlikte yaşamak ve öğrenmek için nelere ihtiyaç duyuyoruz?’’ üzerine konuşmaya başlamaktı ancak onlardan gelen gündemle, ‘’neden çember yapıyoruz?’’,’’sence çember ne demek?’’ ile başladık.
Çember demek, birlikte olmak demek.”

“Çember, dinlemek, anlamak ve paylaşmak demek.”

“Çember demek, görerek sevmek demek.”

“Çemberde, üzülmüş bir arkadaşımı dinlemeyi seviyorum. Çember bitince o daha iyi oluyor.”

Sonrası ile ilgili neler düşünüyorum?
Yeni sınıfımızı daha işlevli kullanabilmek ve rutinlerimizi oluşturmak üzerine çalışacağım. Küçücük sınıfta 25 kişi ile çember yapma denemeleri yapıyoruz şu sıralar, bunu netleştirmeyi planlıyorum. Sonraki niyetim ise geçen seneden beri dillerinde bir ‘’Barış sınıfı’’ sözü var, vizyonumuzun önemli bir kısmı, bunu ve birlikte yaşarkenki ihtiyaçlarımızı görselleştirmek ve takip edilebilir bir materyale dönüştürmek. Sabırsızlanıyorum!

Kendimi nasıl değerlendiriyorum?
Yorgunluğumun üzerine çıkan bir coşku ve kutlama var içimde, kaynağı  Çocukla Barış  olarak üretimlerimizin bereketi, istikrarı ve bir öğrenme topluluğu olma yolunda ısrarı… Yaz boyu, bu ilk haftayı yazarken hayal ettim kendimi, işte geldi.
Gittikçe büyüyoruz ve birlikte öğrenmek muhteşem bir şey!