Sura Hart ne diyor?
Sınıfta fiziksel ve duygusal güvenlik
için harcanan zaman, eğitimcilerin arzuladığı derinlemesine öğrenmenin
yeşerdiği şefkatli öğrenme topluluğunu yaratabilir.
Öğretmenler ne yaşıyorsa öğrenciler
onu öğrenir.
Öğretmenler öğrencilerin duygu ve
ihtiyaçları ile empati kurarlarsa, öğrenciler
1) ihtiyaçlarının dikkate alındığını
2) okuldaki arkadaşlarının
ihtiyaçları ile nasıl empati kuracaklarını öğrenirler.
Bu değerli öğrenme, sınıftaki
duygusal güvenlik ve güveni artırır ve öğrenme sürecinde daha çok işbirliği ve
dayanışmanın gerçekleşmesi ile sonuçlanır.
Bir daha, bir öğrenciyi disipline
etmeye kalkıştığınızda, bunu yapmak yerine öğrencinin davranışının ardındaki
duygu ve ihtiyaçlarını tahmin etmeyi deneyin.
Ben ne düşünüyorum?
Fiziksel ve duygusal güvenliği odağa almanın, öğrenmeyi odağa almak
olduğunu düşünüyor ve deneyimliyorum ben de. Topluluk olarak öğrenmemiz anca bu
şekilde mümkün. Odağa almak, zaman harcamak kısmını biraz daha
somutlaştırmanın, uygulamaya geçişi kolaylaştıracağını düşünüyorum. O kalabalık
ve hızlı, bir takım gereklilikleri olan akışta ne yaparsam gerçekten bunu
sağlamaya çalışmış olurum?

Bu araçlar, her topluluğun ihtiyacına göre değişebilir elbet, ancak
sınıf çemberi benim için önemli, pek çok ihtiyacı karşılıyor. Başka ne
olabilir? Sınıfta çıkan çatışmaları çözmek için bir araç/mekanizma
geliştirilebilir. Biz kalabalık bir sınıfız, iş bölümü yapmadıkça kaotik bir
ortam oluyor, o nedenle iş bölümü için bir araç geliştiriyoruz, zamanla gözlem
yapıp yeni ihtiyaçlar keşfedebiliriz, topluluğumuza bu gözle bakabiliriz. Araçlar
işledikçe rutinler oluşuyor ve sınıfta geçirilen zaman belirsizlikler toplamı
olmaktan çıkıyor, herkes için güvenli bir alana dönüşüyor. Böylesi bir alanda,
bir çocuğu disipline etmek, çocuğun, topluluğun, fiziksel ortamın ihtiyaçlarını
tahmin etmeye dönüşüyor. Elbette bir günde değil, emek emek, üst üste koyarak,
birlikte biriktirerek.
Çocuklarla nasıl paylaşıyorum?
Geçen hafta çemberi oluşturmaya çalışacağımızı paylaşmıştım, fiziksel
koşullarımızı zorladık, öğretmen masasını dışarı çıkarttık, çember şeklini
almamız kolaylaşsın diye yerlere elektrik bantlarından şeritler çektik ve
hazır! ( Epeyce matematik kazanımını tekrar etmiş olduk. )

Çember ile ilgili niyet ettiklerimiz
hayata geçirdikten sonra, geçen seneki anlaşmamızı gözden geçirdik. Bu sene,
diğer şubeden 2 çocuk geldi sınıfımıza, geçen seneki anlaşmayı onlara
anlattılar. Anlaşmaya yeni bir madde eklemediler, daha çok uymadıklarında ne yapacaklarını tartıştılar,
gördükçe heyecanlandım. Geçen sene ilk haftalarda bu konuyu konuşurken,
‘’tenefüse çıkmasın.’’, ‘’yemek yemesin.’’, ‘’bahçeye gelmesin.’’ cümlelerini
duyarken, ‘’konuşalım, anlaşmayı
hatırlatalım, çözebiliriz.’’ cümlelerini duydum. Nasıl mutlu oldum, içimde Sura
Hart’ın ‘’ Öğretmenler ne yaşıyorsa öğrenciler onu öğrenir.
‘’ sözü çınladı. Bu kısma çalışmaya devam edeceğiz.
Sonrası ile ilgili neler düşünüyorum?
Çemberde kendini ifade etme, duygu ihtiyaçlarını belirleyip paylaşabilme konusunda geliştirici etkinlikler planlamayı düşünüyorum, geçen senenin üzerine yeni ifadeler ekleme zamanı geldi. Burada Barış Kütüphanesi’ndeki Duygu Dağarcığı listelerinden faydalanacağım :) https://cocuklabaris.blogspot.com/p/destek-kaynaklar.html
Çemberde kendini ifade etme, duygu ihtiyaçlarını belirleyip paylaşabilme konusunda geliştirici etkinlikler planlamayı düşünüyorum, geçen senenin üzerine yeni ifadeler ekleme zamanı geldi. Burada Barış Kütüphanesi’ndeki Duygu Dağarcığı listelerinden faydalanacağım :) https://cocuklabaris.blogspot.com/p/destek-kaynaklar.html
Bununla birlikte bu aralar Türkçe dersinde kısa okuma
anlama metinleri üzerine çalışıyoruz, o metinleri buna hizmet edecek şekilde
seçebilirim.Çemberimiz fiziksel koşullarımız gereği,
ayakta çember. Bu durum bizim çember zamanımızı kısaltıyor. Her çocuğun
sırasının altında duran bir minderinin olduğunu, çembere geçerken herkesin onu
getirip üzerinde oturduğu bir çember hayal ediyorum. Minder ve başka kırtasiye
ihtiyaçlarım için, içinde bulunduğum topluluklardan destek istemeye karar
verdim. Umarım gerçekleştirebiliriz.
Kendimi nasıl değerlendiriyorum?
Bu hafta epey hastaydım, planladıklarımı yapamadığım, işlerimin sarktığı
zamanlar oldu. Bu benim için, içinde durması zor bir durum. Sonradan,
yakınlarımın hatırlatmasıyla gündemime kendine şefkati alabildim, gelmesiyle
içim ısındı, rahatladım, kendimle ve çocuklarla olan ilişkim de rahatladı.
‘’Öğretmenim, sen bugün çok yorgun gözüküyorsun, senin için ne yapabilirim?’’
‘’Sana evden süt getirelim de iyileş.’’ ‘’Biz birbirimize okuruz, sen dinlen
biraz.’’ cümleleri yumuşatıverdi içimi. Dileğim, herkes şefkati, onun kalbe ne
kadar iyi geldiğini yasaşın, yaşasın ki yaşatabilsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder