29 Ocak 2020 Çarşamba

Kendinle, Çocuklarla, Öğretmenlikle ve Yeryüzü ile Bağlantı

Bu ay Barış Kütüphanesi listelerimize yeni bir seri ile devam ediyoruz. Çocukla barış yolculuğumuzda “barış”ın kendimizle başlayan ve ilişkilerimizde halka halka yayılan bir konu olduğunu gördük. Bu halkaları destekleyecek araçları paylaşmaya, yazılarımızda bunlara yer açmaya çabaladık.

Empati de hayatımızda böyle bir yere dokunuyor. Empatiyi kendimizle, yakın ilişkiler kurduğumuz kişilerle, çocuklarla, yeryüzüyle yaşattığımızda da “barış”ı besliyoruz. Yolumuza yeni taşlar döşüyor, bastığımız yeri güçlendiriyoruz.


Empati, kendimize ve çevremize verebileceğimiz en güzel armağan. Kas gibi ne kadar çalıştırırsak o kadar güçleneceğini düşünüyoruz. Bu listelerde de kendimizle, çocuklarla, öğretmenliğimizle, yeryüzüyle bağlantımızı güçlendirecek araçlara yer veriyoruz.

1) Meditasyon
Sanatla Farkındalığa Ulaşmak İçin 25 Ders
Yazan: Christophe Andre
Çeviren: Hasan Can Utku
Pegasus Yayınları

Kendimizle bağlantımızı güçlendirebilmek için herkesin seçmiş olduğu çeşitli yollar var. Meditasyon da bunlardan biri. Ancak bunu hiç deneyimlemeyen biri için nefesine odaklanmak, farkına varmak zor olabilir. Bu kitap zihnimize, bedenimize yapması gerekenleri dayatmadan yol gösteriyor ve fark ettiriyor.
Bunu yapma şekli ise sanatsal tablolara yakından bakarak çözümlemeler yapmak. Metin oldukça akıcı,
Duygularına bir alan tanımak
Var olanı anlamak ve kabullenmek
Zihnin hapishanelerinden kurtulmak gibi ilgi çekici bölümler yer alıyor.
İnsanın kendiyle kalmak istediği zamanlarda, resimler eşliğinde anlamlı farkındalıklar yaratıyor.

2) Öğretmenimin Gizli Hayatı
Yazan: Alp Gökalp
Resimleyen: Ayşe Deniz Şahin
Nesin Yayınevi
Bir çocuk soruyor:
“Öğretmenim onu görmediğim zamanlarda neler yapar acaba? Ne yer ne içer? Ne mutlu eder onu en çok? Nelere üzülür? Nelerden korkar? Nereye gider tatillerde? Arkadaşlarıyla neler yapar? Ah, ona sormak istediğim o kadar çok soru var ki…”

Çocukken büyük merak konusu… Öğretmenim aslında nasıl biri? Kitap boyunca bu sorulara esprili cevaplarla kolajlar görüyoruz.
Bir de kendi öğretmenliğinizi düşünün. Birlikte olduğunuz çocuklar bu sorulara ne der?
Ve biz merak ediyor muyuz çocukların kendi yaşamlarını, evde neler yaptıklarını?
“Empatiden bir önceki durak; merak” başlıklı bir atölye açmıştık geçtiğimiz yıl, öğretmenle çocuğun ilişkisi, merakla empatinin ilişkisi kadar yakın birbirine..
Bu kitabı hem öğretmen olarak sevebilir hem de çocuklarla paylaşırken merak duygunuzu tazeleyip empatinin yolunu açabilirsiniz.

3) Bütün-Beyinli Çocuk
Yazan: Daniel J. Siegel, Tina Payne Bryson
Çeviren: Handan Ünlü Haktanır
Koridor Yayınevi

Kalplerimizle bağlantı kurmanın bir yolu da beyin...Kalp ve beyin birlikte dengeli bir bütün ve her ikisini de bilmek, anlamaya çalışmak dengeli bir bağlantı kurmamızı kolaylaştırıyor.

Bu kitap da, çocukların gelişen beynini tanımak, anlamak için bilgiler, stratejiler ve çok tanıdık örnek olaylar içeren bir kaynak. Bütün-beyinli çocuk, daha çok ebeveyne konuşan bir kitap, ancak biz öğretmenlerin de çokça faydalanacağını düşünüyoruz. Beynin yapısını tanımak ve bağlantı kurabileceğimiz yolları bu bilgilerle çeşitlendirebilmek çocuklarla ilişkileri rahatlatır, ''daha nasıl anlatabilirim ki, bir türlü olmuyor'' denilen yerleri giderek azaltır.

Bilimsel bilgilerin hayata transferini kolaylaştıran ''Neler Yapabilirsiniz?'' bölümü ve yaşlara göre ayrılan strateji tabloları kitabın sık altı çizili yerlerinden, buradaki çeşitlilik kendi deneyimlerinizi gözden geçirmeyi sağlıyor ve daha güçlü bir bağlantı için ilham oluyor. On iki stratejiyi buraya koyuyoruz, çok daha fazlası kitapta...

Çocuğunuzla bağ kurun ve onu yeniden yönlendirin: Duygu dalgaları üzerinde sörf yapmak
Sorunu halletmek için sıkıntının adını koyun: Güçlü duyguları yatıştırmak için hikaye anlatma
Hangisini devreye sokmalı veya sokmamalı: Beynin üst katına (üst beyne) hitap etmek
Onu kullanın veya kaybedin: Beynin üst katını (üst beyni) çalıştırmak
Hareket ettirin veya kaybedin: Aklı kaçırmamak için bedeni hareket ettirmek
Çocuğunuza aklın uzaktan kumandasını kullandırın: Anıları yeniden canlandırmak
Çocuğunuza hatırlatmayı hatırlayın: Yeniden hatırlamayı ailenizin günlük hayatının bir parçası yapmak
Duygu bulutlarının geçip gitmesine izin verin: Çocuklarınıza duyguların gelip geçici olduğunu öğretmek
Eleme yapın: İçimizde neler olup bittiğine dikkat etmek
Çocuğunuzun akıl gözünü çalıştırın: Ana istasyona geri dönmek
Aile içi eğlence faktörünü geliştirin: Birbirinizden keyif almanın önemini vurgulamak 
Çatışmaları bağ kurmak için kullanın: Çocuğunuza “biz” sözcüğünü hatırda tutarak tartışmayı öğretmek


4) Tohumun Hikayesi
Yazan: Vandana Shiva
Çeviren: Ayşe Caner
Yeni İnsan Yayınevi

Tohum, yeryüzüyle bağlantımızı ona olan bakışımızı değiştirecek boyu küçük, etkisi büyük olay. Yaşamın, canlılığın özü.
“Tohumun Hikayesi, küçüklere tohumun ne olduğunu, onu nasıl korumamız gerektiğini sadeleştirilmiş bir dille anlatırken, büyüklere ise tohuma sahip çıkma ve gelecek kuşaklara onun kıymetini anlatıp aktarma görevini veriyor. “Tohumları korumak ve çoğaltmak, onları değerli bir miras olarak çocuklarımıza, torunlarımıza bırakmak ve özgürce değiş tokuş etmek insanların en temel hakkı ve yaşam güvencesidir.” diyor Vandana Shiva. Bu kitap, herkesi yaşanılabilir bir dünya için ufak da olsa katkı yapmaya ve çözüm bulmaya davet ediyor.”
Kitabın büyük, küçük herkese ilham olacak bir yanı, rengarenk özenle resmedilmiş sayfaları var. Yeryüzüyle bağımız için tohumun hikayesine ortak olmak gerek.


Bağlantımızın kendimizden başlayarak halka halka büyümesi umuduyla...












23 Ocak 2020 Perşembe

Barışçıl Bir Sınıf İçin Empati - Özenç

Bu ay Güncel Yazılar Öğretmen Köyü’nden dostlarımız ile yapmış olduğumuz İhtiyaç Kumbarası paylaşımları ile devam ediyor. Bu buluşmaları yaparken, köyümüz dışında nasıl paylaşacağımızı düşünüyorduk, içimize sinen yol bu oldu. Umarız ilham olur bir ekranda kafa kafaya verip konuştuklarımız...

Eşdeğerlilik ve Güven/Güvenlik'ten sonra sonuncu buluşmamızın konusu Empati.
Buluşma öncesi bu ihtiyaç ile ilgili notlarımı okudum, kitaplarımı karıştırdım, bizi bu seriyi yapmaya götüren hayalimizi gözümün önüne getirdim, biraz da onun sayfalarını çevirdim.

Empatiyi ''sempati ile arasındaki farklar, karşındakinin yerine koyma, ya senin başına gelseydi'' gibi cümlelerin ezberinden çıkarıp, onu algılamamı değiştiren, içimde ve ilişkilerimdeki güzelliğiyle buluşmamı sağlayan Marshall Rosenberg'in tanımını hatırlatarak başladım.
''Empatik bağlantı, diğer kişideki güzelliği, enerjiyi ve içinde canlı olan hayatı görmemiz, yürekten anlamamızdır. Onunla aynı duygulara sahip olmamız gerektiği anlamına gelmez, diğer kişi ile beraber olduğumuz anlamına gelir. Bu nitelikteki bir anlayış, bir insanın diğerine verebileceği en değerli armağandır: O andaki mevcudiyetimiz.''

Mevcudiyetimizi sunmak için buluştuğumuz bir akşam için birbirimizle ve üzerine konuşacaklarımız ile bağlantımızı güçlendiren bu girişten sonra, içimizde nasıl var olduğunu, yokluğunun hissettirdiklerini konuştuk, empatinin kendi içimide hangi ihtiyaçlarla kol kola olduğuna baktık. Duymak/duyulmak, saygı, kabul en sık paylaşılanlardı. Önceki haftalardaki eşdeğerlilik ve güven de her birimizin ifadesinde yerini buldu. Hepsi birlikte, birbirinin içinde... 

Devamında bu ihtiyacı karşılamak için sınıflarımızda neler yaptığımızı konuştuk. Kısa bir özetini ekleyecek olursam,

- Öncelikle kendi içimizde bu bağlantıyı kurmaya çalışmak, günlük akış içerisinde çok az bir zaman da olsa kendimize ayırıp, o an kendi duygu ihtiyaçlarımız ile bağlantı kurmak, yanımızda duygu ihtiyaç listesi bulundurmak

- Bir arkadaşımız ile düzenli olarak birbirimizi dinleyip, halimizi paylaştığımız empatik bağlantılar kurmak

- Duygu ve ihtiyaç kartları yardımı ile çember yapmak, her buluşmada bir duygu ya da ihtiyacı ele alarak bağlantı kurmalarını sağlamak, dağarcığı genişletmek

- Duyma ve duyulma üzerine özellikle çalışmak, duyulmadığında öfkelenenler için, o haldeyken neler yapabileceklerini listeleyip asmak, görünür kılmak, gerektiğinde onu hatırlatmak

- Çocukların empati algısını anlamak için sorular sormak ve onlardan gelenlerle bir çalışma planı çıkarmak

- Bir anlaşmazlık durumunda kendilerini nasıl ifade edebilecekleri üzerine çalışmak
- Empati konulu kitaplar okumak, filmler izlemek ve üzerine konuşmak
- Üzerine çalışılan her hangi bir metinde ''bu karakter ne hissediyor olabilir, sizce onun neye ihtiyacı var?'' gibi sorular sormak 


Yaklaşık bir saatlik buluşmada, bambaşka yerlerde biriktirdiğimiz hikayeler dökülüverdi buraya. 

Empati yapmaktan empati olmaya giden yollarımız birlikte olsun.






15 Ocak 2020 Çarşamba

Barışçıl Bir Sınıf İçin Güven/Güvenlik - Özge

Bu ay Güncel Yazılar’da Öğretmen Köyü’nden dostlarımızda yapmış olduğumuz İhtiyaç Kumbarası buluşmalarına yer veriyoruz. 
Kendi aramızda kolaylaştırıcılığını paylaştığımız 3 buluşmalık bu seri ile öğrenme ortamlarında yeşertmeye çalıştığımız, önümüzdeki planlarda “bunu öğretmenlerle konuşsak iyi olur” dediğimiz 3 ihtiyaca yer verdik. Burada benim payıma düşen güven/güvenlik oldu.
Çamtepe’de çocuklarla geçirmiş olduğum 2 yılın sonunda ilişkilerde güven, ortamda güvenlik konularında canlı pek çok örnek vardı içimde. 

Buluşmamıza bu ihtiyaçla ilişki kurduğum, bağlantımızı kolaylaştıracak bir metinle başlamak istediğimde elim Victor Ananias’ın Yaşam Dönüşümdür kitabına gitti. 

“Sanırım sınırsız güvenlik içinde olma arzusu kendi içimizdeki özgürlüğü kaybettiğimiz,özümüzdeki yaşamsal güçten, yaradılışımızdan uzaklaştığımız zaman sarıyor her tarafımızı. Arada bir belki de şöyle bir durup en güvenli noktanın tam da içinde olduğumuz an olduğunu hatırlamamıza fırsat tanımak gerek.”

Victor’un “güvenlik üzerine…” başlıklı yazısından bir parçayı paylaştıktan sonra güven/güvenlik ihtiyacının (Bu ikisini ayırıp ayırmama konusunda aramızda uzun uzun konuştuk. İkisi de farklı anlamlara gelirken, öğrenme ortamlarında birlikte düşünmemizin bizi daha zenginleştireceğine karar verdik) içimizde nasıl yaşadığını paylaştık. Bu ihtiyaçları karşıladığımızda neler oluyor? Yoksunluğu ne hissettiriyor? 
Bunu konuşurken kendiliğinden başka ihtiyaçlar sıralandı. Her biri bizi kendimize ve birbirimize bağlayan zincir gibi. 
Sıradaki turda ise ekrana ihtiyaç listesini yansıtıp bir süre baktık. İçimizde aradık: Güven/güvenlik ihtiyacımı karşılarken karşılanan diğer 3 ihtiyacım ne? turumuzda
bağlantı, kabul, aidiyet, alan, iletişim, dayanışma, şefkat gibi ihtiyaçlar döküldü. 

Kendi deneyimlerime bakıyorum: güven inşa edebilmek için çocuklarla ve aileleriyle kurduğum ilişkide aradığım içten bir bağlantı, şeffaflık, iletişim kurabileceğimiz bir alan.
Güvenliği sağlayabilmek için eşdeğerliliği önüme alıp düşündüğüm, Çamtepe’nin her alanında işbirliği yaptığımız zamanlar geliyor aklıma. 

Sıradaki turda bu ihtiyaçlar sınıflarımızda, öğrenme ortamlarımızda nasıl yaşıyor diye sorduğumuzda duyduklarımızdan bazıları: 
-“Öğretmen”dim, kolaylaştırıcı olmaya çalışıyorum. Kabulun varlığında çocukların rahatladığını görüyorum. Eşdeğerli bir şekilde var olmadıkça hiçbirimiz güvende hissedemiyoruz.
-Koruyucu güç uygulamam gereken zamanlar olabilir, öncelikle aramızda güveni inşa etmeye çalışıyorum. Bu bağlantı ve aidiyet ile var oluyor.
-Daha güçlü nasıl bağlantı kurarım sorusunu soruyorum ve bunun yollarını arıyorum. -
-Rutinler, ortam düzenleyiciler ve tutarlılık sınıfta hayatımı kolaylaştırıyor.
-Fiziksel özelliklere dikkat ediyorum, orada şeffafca ortaya çıkıyor. Birbirimizi gözettikçe güven var oluyor. Bu çok temel bir şey, olmuyorsa ilerleyemiyoruz.

Sınıflarımızda bu ihtiyacı karşılamak için izlemiş olduğumuz yolları, seçtiğimiz stratejileri paylaştığımızda birbirimizden beslenmenin keyfiyle tamamladık buluşmamızı. Bu turda ise güven/güvenliği inşa edebilmek için; 
-Kendi kişisel deneyimlerimi paylaşmak, şeffaflaşmak
-Çocuk hakları üzerine çalışmalar yapmak, felsefi soruşturmalar yapma,
-Geribildirime alan açma ve rutinler
-Sormak ve saygı duymak
-Anlaşmalar yapmak


gibi adımlar duyduk. İhtiyaç Kumbarası online yollarla buluşmalar gerçekleştirdiğimiz, ihtiyaçlar üzerine derinleştiğimiz bir alan olmuşken dileriz yan yana, can cana kumbara buluşmaları yapma fırsatları yaratırız, birlikte. 


8 Ocak 2020 Çarşamba

Barışçıl Bir Sınıf için Eşdeğerlilik - Gülesra



         Çocukla Barış olarak geçtiğimiz yıl her ay Marshall Rosenberg’in Şiddetsiz İletişim yönteminde yer verdiği evrensel ihtiyaçların güzelliğinde buluşmak adına BBOM Öğretmen Köyümüze davette bulunmuştuk. Öğrenme ortamları için olmazsa olmaz dediğimiz temel 7 ihtiyaç üzerine, online bir araya gelerek  konuşmuş ve içimizde yaşadığı enerjisiyle bağlantı kurmuştuk. (Baknz: İHTİYAÇ KUMBARASI )  

        Çok keyif aldığımız, köyle bağlantımızın güçlendiği ve ihtiyaçlarımızla derinleştiğimiz bu buluşmaları bu yıl da biraz dönüştürerek devam etmeye Çocukla Barış yaz buluşmamızda niyet etmiştik. Bu defa, belirlediğimiz 3 ihtiyaç ile geçtiğimiz ay yola koyulduk. Her ihtiyaç için birimizin moderasyon yaptığı bu buluşmaları Eşdeğerlilik ile başlayıp Güven-Güvenlik ve  Empati ile de tamamlamış olduk. İhtiyaç Kumbaramız  köyümüzden gelen deneyimlerle de tıngırdarken bize de bu buluşmalara vesile olan 3 temel ihtiyaç üzerine paylaşımlar yapmak düştü. 



Eşdeğerlilik ihtiyacının kendi içinde yaşadığı hali,çocuklarla olan bağlantısında nasıl yaşadığını ve bu ihtiyacı hayata geçirmek için sınıf içinde hayata geçirdiği stratejileri paylaşan sevgili İhtiyaç Kumbarası gönüllülerine şükranlar…

Eşdeğerlilik

Bedenimin kendini rahat hissettiği bir pozisyonda (ayak tabanlarımın toprağı hissettiği, bacaklarım ve kollarımın rahatlıkla kendini bıraktığı ) gözlerimi kapatarak derin bir nefes alıyorum öncelikle. Nefesimi verirken bedenimin rahatlığına kulak kesiliyorum. Biraz bu halime odaklandıktan sonra kendime şu soruyu yöneltiyorum: “Eşdeğerlilik ihtiyacı benim içimde nasıl yaşıyor?”

Bu soruyu sorarken hep CNVC Eğitmeni Deniz Spatar’ın sözleri yankılanıyor kulağımda : “Yalnızca insan olduğumuz için eşdeğerde olduğumuz gerçeğini kabul etmek ve yaşamak… Her anlamda eşit olmasak da, eşdeğerde olduğumuzu derinden bilme hali.”
 Bu sözler aslında tam da içimde yaşayan haline tercüman oluyor. Dönüp çocuklarla olan ilişkime baktığımda onlarla aramda olan yaşa, deneyime, yetişkin olma hali gibi eşit olmayan  durumların  kabulü içinde eşdeğerli olmaya dair koyduğum niyete gidiyor aklım. Karşılıklı birbirimizi duymamıza, öğrenme ortamını birlikte şekillendirmemize, tüm sınıfı ilgilendiren konularda birlikte karar almamıza, her çocuğun tek ve biricik oluşuna, imtiyazların verdiği konforu güç olarak kullanmayışımıza açılıyor kapı.
Bunu hayata geçirebilmek için de kendilerini rahatlıkla ifade edebileceği alanlar ile  mekanizmaları çoğaltmak, yetişkin olmanın getirdiği bazı imtiyazlı halleri şeffaflıkla paylaşmak, çocukları birey olarak kabul etmek, eşdeğerliliğe katkı koyacak şekilde sınıfı fiziksel olarak düzenlemek, hepimizin farklı olduğunu bilerek eşdeğerli olmanın kıymetliliğine vurgu yapan masallar okumak-canlandırmak ve  bunun üzerine konuşmak hayata geçirmeye çalıştığım temel stratejiler oluyor.  


KUMBARADA BİRİKENLER

Sınıfta Eşdeğerlilik İhtiyacı için Hayata Geçirdiğim Stratejiler :

·         Çember
  • Soru sormak -Bağlantı kurup netleşmek
  • Fiziksel olarak benzer olmak - Oturuyorsa oturmak vb
  • Aynı düzlemde oturmak
  • Öğretmen masasını kaldırıp sıralara oturmak
  • Su içme, tuvalet izinleri gibi temel ihtiyaçların izin olmadan karşılanmasına vurgu yapmak.
  • kendime hatırlatıcılar yazmak -ses kontrolü vb
  • Günün değerlendirmesini yaparak eşdeğerliik ile ilgili notlar almak.
  • Çalışma arkadaşlarımla eşdeğerlik üzerine paylaşımlar yapmak, onlardan geribildirim istemek
  • Okulda herhangi bir yere gitmek istediğinde izin alması yerine, mekanların görsellerini çekip, sınıfta herkesin gittiği yeri mandallaması, dönünce kaldırması.
  • Çocuklara yaptığım eylemlere karşı kendime : “Bu yaptığını bir yetişkine yapar mıydın?” sorusunu sormak
  • Sınıf güncesi tutmak, gün sonunda birbirimizle paylaşmak.
  • Kendilerini ifade için daha çok alan yaratmak.
  • Gündem panoları oluşturmak
  • Güvenliği sağlamak
  • Empati kurmak
  • Gücü birlikte  kullanma stratejilerini düşünmek
  • Koruyucu gücü kullandığında şeffaflaştırmak

Stratejilerin bolluğuna şükran diyerek…