11 Ekim 2018 Perşembe

Özenç'in Şefkatli Eğitmen Günlüğü Ekim I

Sura Hart ne diyor?
Kendilerinden sınıf yaşamına aktif olarak katkıda bulunmaları istendiğinde, çocukların genellikle hevesli katılımcılar olmaya meyillidirler. Şiddetsiz iletişimin özünde karşılıklı anlaşmaya dayalı bir vizyon yaratmak vardır.
Çocuklarınızla birlikte geçirmek istediğiniz okul yılına dair bir vizyon belirleyin.

Öğrenmek çocuklar için sınıfa getirdikleri bir sürü ihtiyaçtan sadece biridir. İlişki tabanlı bir sınıfta; güvenlik, güven, çocukların ve öğretmenlerin ihtiyaçları ve iletişim biçimleri kullanılan müfredat için akademik konular kadar önemlidir. Sınıfta izlediğiniz müfredat bu değerleri nasıl yansıtıyor? Kullandığınız müfredatta bu değerleri daha güçlü yansıtmaya yarayacak değişiklikler yapmak ister misiniz?

Ben ne düşünüyorum?
Öncelikle çocuklarla buluştuğum için çok mutluyum. Ücretli öğretmenlik yaptığımdan benim için dönem daha geç başlıyor. Ancak şanslıyım ki aynı çocuklarlayım. Diyarbakır’ın Çınar ilçesinin Ovabağ köyünde, Ovabağ İlkokulu 2/B...

Geçen sene 30 hafta boyunca paylaştıklarıma neler eklenecek, blog nelerle dolacak, nasıl geribildirimler alacağım? Bunları düşündükçe kalbim pır pır.
Vizyon belirlemeyi önemsiyorum. Sonrasında yapacağımız her anlaşmanın zeminini oluşturuyor. ‘’Şimdi bunu neden yapıyoruz?’’ sorusuna tutarlı bir cevap oluyor. Benim içinse adeta bir pusula. Onlarca olasılıktan hangisi bana/bize yönümüzü bulduracaksa onu seçiyoruz, yolda kaybolmuyoruz.
Vizyonu konuştukça birbirimizle kuracağımız ilişkinin niteliğinin netleştiğini, sınıfta duygusal güvenliğin oluşmaya başladığını, çocukların katılımının giderek arttığını fark ediyorum. Çünkü öğrenme, ilişki gerektirir, kalp ile beynin birlikteliği ile gerçekleşir.

Çocuklarla nasıl paylaşıyorum?
Bu sene bizim sınıfımızın yeri değişti. Emek emek düzenlediğimiz sınıfımızda değil, okulun yanındaki prefabrik kısımdayız artık. Önceki sınıfımızda bir çember alanımız ve anlaşmalarımızın eklendiği panomuz vardı. Yeni sınıfımız, öncekininin üçte biri kadar, yeni, bir macera bizleri bekliyor.
Sınıfa geldiğimde çocuklardan ilk duyduğum söz, ‘’Çemberi nerede yapacağız?’’ oldu. Öyle sevindim ki! Çember şarkısını mırıldananlar, söz nesnesini soranlar, yeni anlaşmalar için kağıt hazırlayanlar… O anları izlemek, gözlerimi dolduran bir armağandı benim için. Meğer bir senede ne çok şey biriktirmişiz! Tekrar fark ettim ki ilişkiyi ve onun niteliğini arttıran rutinler ne önemli bir ihtiyaç.
Niyetim ‘’birlikte yaşamak ve öğrenmek için nelere ihtiyaç duyuyoruz?’’ üzerine konuşmaya başlamaktı ancak onlardan gelen gündemle, ‘’neden çember yapıyoruz?’’,’’sence çember ne demek?’’ ile başladık.
Çember demek, birlikte olmak demek.”

“Çember, dinlemek, anlamak ve paylaşmak demek.”

“Çember demek, görerek sevmek demek.”

“Çemberde, üzülmüş bir arkadaşımı dinlemeyi seviyorum. Çember bitince o daha iyi oluyor.”

Sonrası ile ilgili neler düşünüyorum?
Yeni sınıfımızı daha işlevli kullanabilmek ve rutinlerimizi oluşturmak üzerine çalışacağım. Küçücük sınıfta 25 kişi ile çember yapma denemeleri yapıyoruz şu sıralar, bunu netleştirmeyi planlıyorum. Sonraki niyetim ise geçen seneden beri dillerinde bir ‘’Barış sınıfı’’ sözü var, vizyonumuzun önemli bir kısmı, bunu ve birlikte yaşarkenki ihtiyaçlarımızı görselleştirmek ve takip edilebilir bir materyale dönüştürmek. Sabırsızlanıyorum!

Kendimi nasıl değerlendiriyorum?
Yorgunluğumun üzerine çıkan bir coşku ve kutlama var içimde, kaynağı  Çocukla Barış  olarak üretimlerimizin bereketi, istikrarı ve bir öğrenme topluluğu olma yolunda ısrarı… Yaz boyu, bu ilk haftayı yazarken hayal ettim kendimi, işte geldi.
Gittikçe büyüyoruz ve birlikte öğrenmek muhteşem bir şey!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder