“Ayrımcılık; bir kişiye, benzer durum ve koşullardaki diğer kişilerden farklı ve eşit olmayan bir muamele yapılması” şeklinde açıklanıyor.*
Ayrımcılık kapsamında ortaya çıkan bu yargı ve fikirler cinsiyet, dil, din, ırk gibi pek çok konuda gerçekleşebiliyor.
“Çocukla barış” diyerek çocuklarla inşa etmeye çalıştığımız barış ortamının yanı sıra kendi ilişkilerimizde ve kurduğumuz iletişimde toplumsal yargılardan arınmış, olduğumuz hale kabulün bizi sardığı bir yaşamı hayal ediyorum.
Toplumsal cinsiyet kavramını kendi yaşamımda dert edinmiş, dönüştürmeye çalışırken çocuklarla birlikte bir sınıfı paylaşmaya başladığımda önemini asıl o zaman anladım. Çocuklar okulda zeminini hazırladığımız ortama göre şekil alıp davranış kalıpları geliştiriyor; dil, tutum ve becerilerini şekillendiriyor.

O dönem sınıf çemberlerinde sık sık önümüze düşen konulardı:
“Ben kızım diye ağaca tırmanamazmışım.”
“Arkadaşlarım pembe giydim diye güldüğünde üzülüyorum.”
Dilimizde belli kalıplar, oyunlarımızda sınırlı kurallar varken çocukları güçlendirecek kitaplar önümüze daha sık düşer olmuştu o dönemlerde. Asi Kızlara Uykudan Önce Hikayeler serisinin ilk kitabı yeni çıkmış, çocukların elinden düşmüyordu. Okulda türlü örneği oturup konuşurken cesur ve güçlü kadınların hikayelerini okumak ilham oluyordu belki. Bunun gibi daha pek çok kitap basıldı. Ancak hem sorunu daha iyi tanımlamak hem de küçük çocuklarla bu konuların nasıl çalışılacağımız konusunda uygulama örnekleri bulmak hala biraz muammaydı.
Bundan iki yıl önce Hatice ile ortak dostlar aracılığı ile tanıştık. Bir gün boyunca türlü türlü çocuk kitabı inceledik. Hayaller kurduk, düşledik. Bunlardan birinin tohumu tuttu, şimdilerde bir set halinde paylaşılıyor: “Feminist Alfabe”
Bu konu ikimiz için de ortak bir dertken, alfabe kitaplarının bir konuyu az ve öz bir şekilde anlatabildiğini görüyorduk. Biz de “çocuklarla bunu nasıl konuşabiliriz?” deyip kendi feminist alfabemizi uzaktan yazışarak oluşturmaya başladık o zamanlar.
Devamında Ankara’da neler olduysa oldu, çok güzel insanlarla karşılaştı bu fikir. Linda “Ben keyifle çizer kitabın tüm görsel işini alabilirim” dedi. Af Örgütü’nden Onur “Bunu basabilir, ücretsiz dağıtabiliriz” dedi. 
Çocukların eli değsin, bu konu oyunlarla renklensin ve çocuklar arasında konuşabilsin diye kart setini düşündük. Sınıflarda birlikte etkinlik yapabilmek için de alfabenin geniş posterleri eklendi. Biri de çocukların kendi Feminist Alfabelerini oluşturabilmeleri için boş olacak şekilde...
Şu ana kadar bu seti alıp inceleyenler oldu, çocuklarla paylaşıp kullananlar… Gelen geri bildirimler oldukça sevindirdi. Kelimelerin, onlara yüklenen anlamların dünyamızı şekillendirdiği bu hayatta çocuklarla; paylaşmaktan, dayanışmadan, sevgiden, birlikten bahsedebilelim, birlikte hayaller kurup ilham olabilelim diye bu seti hazırladık.
Çocukların kendi gücünü fark edebildiği, birbirini destekleyip farklılıklarıyla yan yana durabildiği, ayrımcılıktan uzak eşit ve özgür bireyler olabildiği barışçıl bir dünyanın hayali hep canlı içimde.
Son olarak buradan da duyurmuş olayım: Feminist Alfabe Setini edinmek isteyen okul, öğretmen, çocuklarla çalışan kişiler ihe@amnesty.org.tr'ye yazarak ücretsiz ulaşabilirler.
http://www.sivilsayfalar.org/sivil-sozluk/ayrimcilik/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder