23 Mart 2020 Pazartesi

''Bunu Çocuklara Nasıl Anlatacağız?'' Özenç


Daha önce yaşamadığımız, yaşam tecrübelerimizin içinde olmayan bir durumun içindeyiz. Konu ile ilgili günden güne değişen haller, başımıza gelen hayat, günlük akışımızı epeyce etkiledi, etkilemeye ne kadar ve nasıl devam edeceğini ise henüz bilmiyoruz. Bu belirsizlikler içinde yaşamlarımızı sürdürmeye çalışan insanlar olarak zorlandığımız, sıkıştığımız zamanlar olabilir. Bununla birlikte öğretmensek, evebeynsek, bir çocuğun bakımvereniysek zihnimize sık sık bu soru düşüyor olabilir: Bunu çocuklara nasıl anlatacağız?

Bu soruyu sorma nedenimizle bağlantı kurmamız önemli, çünkü ne diyeceğimiz, nasıl diyeceğimiz tam olarak buna bağlı. Kendimiz endişeliysek çocukların da endişeli olabileceğini düşünüyor olabiliriz, anlaması için desteğe ihtiyaç duyduğunu düşünüyor olabiliriz ya da halihazırda güvenilir olmayan kaynaklardan öğrendiğini tahmin ediyor olabiliriz ve tabii ki bunların her birinde bizim beden ifademiz, konuyu ele alış biçimimiz, neyi nasıl ne kadar anlattığımız epeyce farklılık gösterir. 

Bir sonraki adım olarak, bu sorunun cevabını vereceğimiz çocukla bağlantı kurabiliriz, onu gözlemleyebiliriz. Belki endişe, kendi endişemizdir, çocuğun gündemine bizimki gibi girmemiştir bu konu. Anlaması için desteğe ihtiyaç duyduğunu düşünüyorsak, öncelikle sorabiliriz o nasıl yaşıyor, neyi merak ediyor. Bu gibi konularda, üzgünüm ki, epeyce deneyim edindiler. Bizimkine oranla kısacık yaşamlarına savaş, doğal afet, salgın hastalık sığdırdılar. Geçen gün bir toplantıda arkadaşım, ''çocukluğunu bu zamanda yaşamak, sıkıştırılmış bir dünya tarihi dosyasına benziyor.'' dedi, öyle gerçekten.

Bununla birlikte sosyal medyada, televizyonda, pek çok internet sitesinde ne yapmamız gerektiği ile ilgili o kadar çok liste ile karşılaşıyoruz ki. Çocuklarla izlenebilecek filmler, oynanabilecek oyunlar, etkinlik önerileri, erişime açılmış pek çok platform... Tüm bu süreçte, çocuklarla ilişkimizin rutinleri de değiştiğinden bir pusulaya ihtiyaç duyuyor olabiliriz, neyi neden yaptığımız karışmasın, içimiz rahat, gönlümüz olabildiğince ferah olsun.


Pek tabii, pek çok farklı yol olabilir. Yolumuz, yönümüz değerlerimiz ile şekilleniyor ve benim için evlerde ya da çocuklarla her neredeysek,  barışı onların katılımıyla var etmek çok kıymetli.
O nedenle bu süreçte içime sinen yolu bu cümle çiziyor: Çocukların bilgi edinmeye hakkı, güvende hissetmeye ihtiyacı, bunları sağlamak için de biz yetişkinlerin sorumlulukları var.

Şimdi bu üç başlıkta neler yapılabileceği ile ilgili pek çok şey sıralayabilirim ancak o başka bir yazının konusu olsun istiyorum. Öne çıkarmak istediğim bu bağlam. Eylemlerimizi, yaptıklarımızı ya da yapmadıklarımızı bu şekilde gözden geçirmek nasıl olurdu? Bence sadece yavaşlayıp bunu düşünmek dahi, iç karışıklığımızı giderebilir, yolumuzu oluşturmamızı kolaylaştırabilir. Belki aynı şeyleri yapmaya devam edebiliriz, ancak bu sefer başka bir farkındalıkla.

İlk defa bu yazıda, kendimi paylaştığım insanlar öznesinin içerisine ekledim. Çünkü ben de anlamaya çalışıyorum, ben de deniyorum, ben de desteğe ihtiyaç duyuyorum, ben de yazarken kendimizi okuyorum, içimdekileri temize çekiyorum.

Neler olup bittiğini -içimizde ve dışımızda- anlamaya çalışırken  biriktirdiklerimizi paylaşarak, dayanışarak geçsin dilerim günlerimiz, çünkü her şey birbirine bağlı, biz birbirimize bağlıyız.

*Resimdeki görsel, Bolivya'da yaşayan sanatçı ve çiftçi Annemarie Barrett'e ait.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder