4 Aralık 2019 Çarşamba

Çocuk ve Mekan - Gülesra


“Çocuklar düşünülmeden yapıldıysa orası yetişkin vatandaşlar için de uygun değildir, o zaman zaten iyi bir şehir değildir.” Van Eyck

         Bu cümleyi okurken bunu öğrenme ortamlarımız ile ilişkilendirip, çocuklarla olan ilişkimize bir de mekansal olarak bakmanın kıymetli olabileceğini düşündüm.

        Yaklaşık 10 yıldır devlet okullarında -ekseriye köy okullarında- çalışmış; hâlâ birleştirilmiş sınıfı olan bir okulda  çalışan bir öğretmenim.
Bu sebeple çocukların mekanla olan ilişkisine bir öğrenme ortamı olan okullar cephesinden paylaşmaya çalışacağım.

        Öncelikle çocuklar için çevrenin/mekanın sosyal-duyusal gelişimine olan büyük katkısını ve bununla birlikte öğrenmeye olan olumlu etkisini bilmek gerekir. Bu yüzden çocukların öğretmen dışında ilişkide olduğu fiziksel ortamı eş değerli,adil, katılımcı, etkileşimli ve hak temelli  bir düzenle kurgulamak, çocukların okul içindeki yaşama ve gelişmesini destekleyecektir. Yine hak temelli bir açıdan çocuk katılımının önemini hatırlayarak çocukların kendi öğrenme alanlarını kendi ihtiyaçlarına göre kurgulaması, kullanması demokratik bir okul kültürüne katkı sağlayacaktır.
      Yıllarca okullarda kendini var etmiş geleneksel  eğitim sistemi, yönetmeliklerle değişmiş olsa da, fiziksel mekana da yansıyan tarafıyla  maalesef   hâlâ izlerini taşımaktadır. Etkileşimi engelleyen,sadece dinleyen pozisyonunda olan, birbirinin enselerini gören bir oturma biçiminden tutun da öğretmeni rehber değil iktidar yapan, tahta yanından ayrılmayan öğretmen masalarına; kullanılmayan Fen-Teknoloji odalarına, “çocuklar kesin bozar” denilerek denetimsiz giremediği kilitli bilgisayar sınıflarına, “düzen-temizlik-güven” kaygısıyla rahatlıkla kullanılamayan  kütüphanelere kadar hâlâ varlığını sürdürüyor. Ve yine Okul bahçelerinde oyun alanlarının azlığı, var olanın otopark olarak kullanımı, girilemeyen bahçelerin/parkların ve  çocukların değil nesnelerin hareket ettiği  düzeneklerinin oluşu  sadece okul içinde değil okul dışında da “yetişkin odaklı” kurgulanan bir fiziksel ortamın devam ettiğini gösteriyor. 
           

Yetişkin odaklı diyorum çünkü tüm bu mekanların kullanım şartları ya da fiziksel ortamın kurgusu tamamen öğretmen veya idarecilerin kaygılarını azaltmak ve onları kolaylaştırmasına katkı koyması adına düzenleniyor. Bu mekanlar çocuklar için erişilemeyenler yerler olarak kalıyor. Bu da çocukların  merak duygusunun, keşif ihtiyacının ve öğrenme sürecinin önünde bir bariyer oluyor.
          Empati kurmaya çalışarak yetişkinlerin ihtiyaçlarını görmeye çalışsak da, çocukların ihtiyaçlarını görmezden gelen bu dikey ve tek yönlü ilişki halinin, çocuklarla kurulan “öğrenme temelli” ilişkiye katkısı olmadığını  en önemlisi çocuk hakları açısından hak temelli bir yaklaşım olmadığını belirtmek gerekiyor.
         Bununla birlikte okullardaki dersliklerin küçük oluşu ya da  kalabalık sınıfların zorluğu bize nasıl bir sınıf ortamı kurgulamamız gerektiği konusunda endişeye düşürebilir. Çocukları dinlemek, onların ihtiyaçlarıyla bağlantıda kalmak, kendilerini rahat hissettikleri, edilgen olmadıkları bir fiziksel düzenleme  kurgulamak bizi destekleyen bir güç olacaktır. Sadece sıraların çember ya da grup şeklinde düzenlenmesi, tahtanın bulunduğu duvarla birlikte diğer duvarların da aktif kullanılması gibi küçük dokunuşlar bile eşitlikçi ve adil bir sınıf ortamına büyük katkı sağlayacaktır. Ya da sık sık içimizden  “Çocuklar kitaplara/Fen-Lab. Malzemelerine/bahçeye/parka zarar veriyor.” Cümleleri de geçebilir ve kaygılanabiliriz.  Burada, çocukların okula aidiyet geliştirmesinin bir süreç olduğunu kendimize  hatırlatmak gerekir. Zamanla kurulan bağlantı ve karşılıklı güvenin oluşması, çocukların söz haklarının olduğu, konuşabildikleri, fikirlerini rahatlıkla ifade edebildikleri ve fikirlerinin bir şeyleri dönüştürebildiği bir ortam,  okulda birlikte yapılan anlaşmalar, en önemlisi hiyerarşik olmayan çift yönlü bir ilişki bu kaygıyı ortadan kaldıracaktır.
         Çocuklar yaşayarak, deneyimleyerek okulda birlikte bir kültür oluşturacaktır.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder