1 Nisan 2019 Pazartesi

Özge'nin Şefkatli Eğitmen Günlüğü Mart II

Sura Hart ne diyor?
Öğrencilerinizin üzerinde cezalandırıcı güç kullanmamaya karar vermek kendi ihtiyaçlarınızdan vazgeçmek zorunda olduğunuz anlamına gelmez. İlişki tabanlı bir sınıfta, herkesin ihtiyaçlarını karşılayacak stratejiler bulma niyeti ile her bir kişinin ihtiyacı dikkate alınır.
İnsanları veya şeyleri korumak için güce ihtiyaç duyulan zamanlar vardır. Sınıfınızda yanlış bir şey yapmış birini cezalandırmak için mi, yoksa sizin ve grubun değer verdiği şeyleri korumak için mi güç kullanıyorsunuz?

Ben ne düşünüyorum?
Bu haftaki paragraf içimde “eşdeğerlilik” olarak yankılandı. Bir topluluk içinde her birimizin ihtiyaçları çok değerli. İhtiyaçlarımızdan vazgeçmeden hareket ettiğimizde uyum ve ahenk görüyorum. Burada ihtiyaçlarımızın farkına varmanın tek başına yeterli olmadığını hatırlatmak istiyorum kendime.
Şiddetsiz iletişimin gözlem, duygu, ihtiyaç ve rica şeklinde ilerleyen 4 basamağının hepsini uygulamadan bir yere varamıyorum. Olduğum yerde farkına varmamı oldukça kolaylaştırıyor halimin, sebebinin ancak ricalar, seçilen stratejiler insanı sanki başka bir yere taşıyor, yol almasını sağlıyor.


Çocuklarla nasıl paylaşıyorum?
Çocuklarla paylaşırken de duygu ve ihtiyaç çalışmaları her birimizin farkındalığını odağımıza koyuyor ancak bunlarla ne yaptığımız önemli olan gibi geliyor. Sınıfta “yanlış” bir şey yapmış birini cezalandırıcı

güç kullanmak yerine önem verdiğimiz değerleri korumak için güç kullanmak… Barışçıl bir ortamı çağrıştırıyor bana. Arkadaşına vurmuş bir çocuğa örneğin: “şimdi hemen sınıftan çık” diyerek cezalandırmak yerine bu durumu konuşabileceğimiz alanlar yaratmak paylaşımı güçlendiriyor. “Acil durum çemberi” çağrısına çıkınca sorun yaşayan çocuklar ve isterlerse dinleyip çözüm konusunda destek olmak isteyenler halıda toplanıveriyor. Sınıf anlaşmasının zemininde gözlemlerimizi, hislerimizi ve ihtiyaçlarımızı konuşuyoruz. Gücü birlikte kullanmak da işte burada devreye giriyor bence; yol alabilmek için birlikte çabalıyoruz aslında orada. “Bu bir daha sakın olmasın!” diye dikte etmek yerine bir köşede üzerine konuşuyor, çözüm yolları arıyoruz.

Sonrası ile ilgili ne düşünüyorum?

Acil durum çemberleri, çatışma çözümü gibi konulardan bahsetmişken No Fault Zone oyununu Çamtepe grubuyla henüz denemediğimizi fark ettim. Artık çocuklar yavaş yavaş da okur yazar hale geliyorken bu süreçleri oyun tadında çözüme ulaştırabileceğimiz çok kıymetli bir kutu. Bakalım gücümüzü çocuklarla barıştan yana kullanabilecek miyiz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder