8 Nisan 2019 Pazartesi

Özenç'in Şefkatli Eğitmen Günlüğü Nisan I

Sura Hart ne diyor?

İlişki temelli bir sınıfta öğrenme ortamında sorumlu olan tek kişi öğretmen değildir. Öğretmenler, sınıftaki bağlılık ve canlılığa birincil olarak katkıda bulunan bireyler olmaları için; çocuklara kendilerini ifade etmelerinin, başkalarını dinlemenin ve birbirleriyle bağlı çalışmanın yeni yollarını öğrenecekleri fırsatlar sunarlar.

Öğretmenin çocuklar arasında ve çocukları ile besleyeceği ilişki biçimleri bir niyet meselesidir. Sınıfınızda hangi tür ilişkiler beslemek istiyorsunuz? sorusu temel bir sorudur.Niyetiniz netleştiğinde onu gerçekleştirme yollarını bulmak ve yaratmak da mümkün olur.
Sınıfınızda beslemek istediğiniz ilişki biçimlerine dair vizyonunuzu yazın. Halihazırda kullandığınız ve bu vizyonu gerçekleştirmeye katkı sunduğunu düşündüğünüz yol ve yöntemleri yazın. Bu ilişkileri besleyecek başka şeyler de aklınıza geliyor mu?

Ben ne düşünüyorum?

O kadar katılıyorum ki. Bence sınıftaki pek çok şeyin rengini ilişki biçimimiz belirliyor. Dolayısıyla ilişki biçimine dair vizyon, sınıf topluluğumuzun vizyonu ile oldukça benzer. Bizim sınıf topluluğu vizyonumuz, katılımcı ve barışçıl bir öğrenme ortamı. Vizyon kelimesini sık tekrar etmek, anlaşılmayı zorlaştırmış olabileceğini düşündüğümden kısaca açıklamak istiyorum. Varmak istediğimiz yer, hayal kurduğumuzda gözümüzün önüne gelen sınıf ortamı bizim vizyonumuz. Bunun birlikte belirlenmesini, ortaklaşılmasını, gözümüzün önünde durmasını, kendimizi ve topluluğumuzu buna göre değerlendirmemizi çok önemli buluyorum. Müfredat, programlar, ebeveynler, okul idaresi, çocukların her birinin ilgi ve ihtiyaçları, benim gönlümden geçenler...Değişkenler o kadar fazla ki. Karmaşık günlük akışların, bir gün öyle, bir gün böylelerin arasında ''ya şimdi biz ne yapıyorduk?'' sorusunun ışıltılı cevabı, adeta kutupyıldızı.

Ben bu katılımcı ve barışçıl öğrenme ortamı vizyonunu hayata geçirebilmek için yaptığımız bir uygulamadan bahsedeceğim: İş bölümü


Daha önce de biraz bahsetmiştim Sene başında çemberde konuşmaya başladığımız ''Birlikte nasıl yaşamak ve öğrenmek istiyoruz?'' konusunda kararlaştırdığımız bir uygulamaydı iş bölümü. O dönemki ihtiyaçlarımız çember, temizlik/düzen, okuma yardımcısı, yemek sorumlusu. 
Buna neden ihtiyaç duyduk? Bu tam da vizyonumuzla alakalı aslında. Katılımcı bir sınıf olmak için katılıma alan açmak gerek. Bu dört iş de,sınıfta huzura ihtiyaç duyduğumuz alanlardı.

Bundan sonrası çok keyifli. Gündelik işlerimiz üzerine birlikte sorumluluk almak, birlikte güçlenmek, birbirimiz ile gerçek bağlantılar kurmak.. Bence vizyonumuzun kalbi, bizim sınıfta biraz da burada atıyor.

Çocukların geribildirimleri neler?

Bu iş bölümünü, bir takım ezberler üzerinden değil de kendi ihtiyaçlarımız üzerinden yapmak, işimizi çok kolaylaştırdı. Önceleri takibi bendeydi ama artık ben sınıfa gelene kadar bu iş çözülmüş oluyor. O kadar seviniyorum ki... Geçen hafta iş bölümüne bir başlık eklediler: Takvim sorumlusu. Bunu önceden ben yapardım, el emeği göz nuru takvim üzerindeki değişiklikleri yapar, çemberde de bir takım sorular sorardım. Dün günlerden neydi? Geçtiğimiz ay hangi aydı vs. Neden yeni bir iş eklediklerini sorduğumda, ''artık onu biz yaparız.'' dediler ve gerçekten takvim hazırlığı ve çember soruları dahil hepsini yapıyorlar. Bu benim için muazzam bir geribildirimdi.

Kendimi nasıl değerlendiriyorum?

Alan açmak, epeydir üzerine düşündüğüm bir konu. Sonuçları beni şaşırtıyor. Birlikte güçlenmek ve karşılıklı bağlantıyı korumak için önemli olduğunu deneyimliyorum. Bana açılan tüm alanlara şükran doluyum, alan açabilmemi sağladığı için.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder