Özge'den
Kumbara'ya...
Öğrenme,
Hayatımı üzerine kurguladığım,
düşünüp sorguladığım en temel ihtiyaçlardan. Kendime meslek olarak seçtiğim
yolda bile -öğretmenin sözlük anlamının gönlümde yeri olmasa da öğrenme çıkıyor
hep karşıma. Öğrenme ile buluştuğum anlar
hayatın anlamını keşfetmiş gibi oluyorum bazen. Giz dolu kapıları varmış da ben
bir anahtar bulmuşum gibi.Bazen de en büyük deneyimler oluyor öğrenme.Onun
anlamı büyük ve derin. Ancak çocuklarla paylaştığım öğrenme hayatın enerjisi.
Birliktelik var, işbirliği var, heyecanı var, sevinci var. Bizim her gün bir
araya gelme sebebimiz. Öğrenmek. Bunun yöntemleri bazen insanı soğutuyor
yaşamaktan, bazen bağlıyor seni doğaya. Parçası oluveriyorsun tüm dünyanın.
Benim çocuklarla
paylaştığım böyle bir öğrenme son bir yıldır. Akademik süreçlerden çok doğaya,
dünyaya dair derinleşmeye çalıştığım bir öğrenme. Doğa tek başına bir bilge.
Önce ben öğreniyorum ondan. Sonra çoğaltıyoruz çocuklarla...
Sohbetimizde çocuklar Çamtepe’de öğrendiklerinden bahsediyor:
- Kuşları öğreniyoruz.
- Ağaç isimlerini öğreniyoruz.
- Yazmayı öğreniyoruz, kitapları
artık kendimiz okumaya başlıyoruz.
- Yağmurun nasıl yağdığını
öğreniyoruz.
Öğrenme için sağlamamız gereken
temel ihtiyaçları bugüne kadar konuşmamızın ferahlığıyla devam ediyorum. Güven,
aidiyet, bağlantı gerçekleştikten sonra keyif geliyor. Öğrenme böyle bir şey
çünkü. Anlamaya çalışırken zorlanıyorsun bazen ancak sonu gülümsetiyor. Zihnim,
bedenim genişliyor sanki böyle zamanlarda. İşbirliği, kolaylık, büyüme/gelişme
izliyor devamında.Hayatımın göz bebeği, bu
ihtiyacı çocuklarla paylaştığım için de şanslı hissediyorum.
Gülesra'dan
Kumbara'ya :
Öğrenme deyince
aklıma ilk olarak Deniz Spatar geliyor. Bu yolculuğun derinliğini paylaşması,şiddetsiz
iletişimi bu denli hayatın içinden yaşaması benim için bir öğrenme oluyor.
Kendime sormadan önce ilk ona soruyorum böylece.
Deniz Spatar : “Öğrenme benim için gelişme,güven,büyüme
ihtiyaçlarına giderken çoğu zaman bir strateji.”
Öğrenme benim içimde nasıl yaşıyor diye
baktığımda, canlı,yenileyen,büyüten ve gelişen başka kavramlarla karşılaşıyorum. Bir
ihtiyacın karşılanmasıyla birlikte birden fazla ihtiyaca da temas etmesi ve
onların da karşılanması beni her defasında şaşırtıyor ve heyecanlandırıyor. Öğrenmenin karşılandığı yollara baktığımda
ise daha da bir coşkuyla kaplı oluyorum.
Okula giderken bindiğim araç, iletişim halinde olduğum
köy halkı, başka okula taşımayla giden ama bir şekilde temas halinde olduğum diğer köy çocukları,sınıfın içi,oyun
alanımız,okul dışında dahil olduğum sivil toplum alanları, hak mücadelesini
birlikte yürüttüğüm arkadaşlarım, Özenç ve Özge ile olan toplantılarımız,öğretmen
köyümüz,buluşmalarımız…Hepsi ayrı ayrı bir öğrenme alanı oluşturuyor benim için. Bir yerde öğrendiğimi bir başka yere transfer edip güçlenmenin güzelliğini yaşıyorum bir yerde. Bunu sınıf içinde yokladığımda, bende oluşan bu heyecan ve coşkunun benzerini çocuklarda da görüyorum.
Yeni bir harf öğrenince kendiliğinden dökülen hecelerin coşkusunu, üst sınıfta okuyan arkadaşlarından öğrenilen yeni bir oyunun heyecanını, çocuk olmanın getirdiği zorlukları ifade ederken haklarının da verdiği gücün şaşkınlığını çocuklarda görmek ihtiyaçlarımın evrenselliğini yeniden hatırlattığı gibi hayatla bağlantımı da güçlendiriyor.
Öğrenmek deyince tek bir duyguya sığdıramıyorum. Ama çoğunlukla dilimden “coşku” kelimesi dökülüyor.
Özenç'ten Kumbara'ya :
Öğrenme,
çocuklarla üzerine sıkça konuştuğumuz bir ihtiyaç. Bağlantıların kurulduğu,
aidiyetin geliştiği, güvenin var olduğu bir toprakta yeşeren çiçek. Çocuklarla
çalışırken, niyetim öğrenme ile sınıf/okul ve benimle kurdukları ilişki
arasında otomatik bir bağlantı oluşmamasıydı. Sonrasında ise fark ettim ki,
belki de böyle bir bağlantı yoktu. Olup olmadığını merak etmeye başladım.
Öğrenmek nasıl?
- Keyifli
- Bazen zor
- Geliştirici
- Heyecanlı
- Birlikte daha kolay, bazen daha zor.
- Kolaylaştırıcı
- Koruyucu
Çocukların buradaki ifadeleri daha çok okuma yazma
öğrenme üzerineydi.
‘’Okudukça yeni şeyler öğreniyorum,paylaşıyorum, bu
çok keyifli bir şey.’’
‘’Bazen zorlanıyorum, destek alıyorum.’’
‘’Yeni şeyler öğreneceğimde/ öğrendiğimde çok
heyecanlanıyorum.’’
‘’Birlikteyken öğrenmeyi çok seviyorum, yeni
fikirler duyuyrum.’’
‘’Ben bazen tek başıma öğrenmeyi de seviyorum, sessiz
ve kendi kendime.’’
‘’Okuyamadığım zamanlar herşeyi ablama soruyordum,
artık öğrenmek daha kolay.’’
‘’Okuyunca bir şeyin zararlı olduğunu daha iyi
anlayabiliyorum, bu beni koruyan bir şey.’’
Öğrenince hangi ihtiyaçların
karşılanıyor?
- kolaylık
- güven
- iletişim
- güçlenme
- büyüme
- yeterlilik
- keşif
- oyun
- farklılık
Bu çalışma hangi kaynaklardan öğrendiğimizi paylaşmakla devam etti.
- Kitap
- Öğretmen
- Arkadaş
- Abi, abla, anne, baba
- Televizyon
- Telefon
Benim bu çalışmada pek keyiflendiğim bir keşif, öğrenmenin hangi ihtiyaçlarını
karşıladıklarını ifade etmelerindeki gelişmeydi. Bunu kutladığımı paylaştım
onlarla. Ne büyük öğrenme!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder