Diyarbakır Güncesi - Ocak 2019
Şefkatli Eğitmen Günlükleri’nde buluşmamıza dair heyecanlı bekleyişe yer vermiştik.
Ara tatilde Özge’nin Diyarbakır’a uçup gelmesiyle Öğretmen Köyü’nden sonraki ilk buluşmamızı gerçekleştirdik.
Birlikte geçirdiğimiz dört gün boyunca yaz tatilinden bugüne Çocukla Barış adına yaptığımız, hayal ettiğimiz, planladığımız şeyleri sıraladık.

Pazartesi akşamı buluşup yemek yediğimizde önce kendi hallerimizi yokladık.
Her çarşamba online buluşmalarımızı yapıyorduk ama yüz yüze görüşmeyeli uzun bir kış geçmişti, bağlantımızı tazelemek biraradalığımızı kutlamak adına kendi hikayelerimizi paylaştık.
Her çarşamba online buluşmalarımızı yapıyorduk ama yüz yüze görüşmeyeli uzun bir kış geçmişti, bağlantımızı tazelemek biraradalığımızı kutlamak adına kendi hikayelerimizi paylaştık.
Ertesi gün güneş pırıl pırıl gösteriyordu yüzünü. Surlardan Dicle kıyısına doğru yürüdük. Vardığımız yer hem On Gözlü Köprü’yü hem de Kırklar Dağı’nı görüyordu. Çalışmak için seçtiğimiz bu yerde ise ufak ufak kulübeler vardı. Minder ve kilimlerle bezenmiş; gökyüzüne bakıp kuşların süzülüşünü izleyebildiğin, içeri girdiğin an kendini yuvanda hissedebildiğin bu sıcacık yerden daha iyi bir yer olamazdı birlikte çalışmak için.
Yaz tatilinde Öğretmen Köyü buluşmasında posterlere döktüğümüz kısa ve uzun vadeli hedeflerimizi önümüze alarak değerlendirmeye başladık. (Güncesini okumak için: https://cocuklabaris.blogspot.com/2018/08/bars-bir-yoldur-ogretmen-koyu-guncesi.html )

Barış Kütüphanesi için bu dönem yayına hazırladığımız yeni listelerle birlikte devamında çıkabileceğimiz konu başlıklarını konuştuk. Kitap kaynağı oluşturmak adına bütçe çalışması yaptık ve her ay azar azar ortaya koyduğumuz miktarlarla düzenli kitap alıp listelerimizi çeşitlendirebileceğimizi paylaştık.
Barış Kütüphanesi’nin alana, çalışanlara ve çocuklara yönelik çok yararlı bir yol olduğuna inanıyoruz. Bunu çoğaltabilmek adına da daha sık paylaşım yapmayı önümüze koyduk.
Sonbahar aylarında hayata geçirdiğimiz İhtiyaç Kumbarası’nı ise ilk kez değerlendirme fırsatı bulduk. İhtiyaç meditasyonlarının derinleşmemize olan katkısı, bunu Öğretmen Köyü’yle paylaşmanın tadı güçlü yöneriydi. Daha sık paylaşmamız ve çeşitlilik için önümüze koyduğumuz hedeflerle kumbaranın renkleneceğini düşünüyoruz şimdiden.
Akşam olurken kendimizi tam anlamıyla doğanın bir parçası olarak hissedebildiğimiz, birbirimizle olan bağımızı kutlayarak, takdir ve şükranlarımızı sunduğumuz çalışma gününün sonuna gelmiştik bile.

Gündemimiz Çocukla Barış’ın dışarıdan görünen yüzü: sosyal medya, etkinlikler ve diğer topluluklarla ilişkileriydi.
Buluşmalarımızın yanında üretimlerimizi paylaşmak, niyetimizi anlatmak adına da alanlar yaratmaya devam etmek istediğimiz konusunda hemfikir olduğumuzu konuştuk. Bunun için Öğretmen Köyü’nde öğretmenlerle bir program hazırlayabileceğimizi şimdiden gündeme aldık.
Nisan ayında gerçekleşecek olan Eğitimde İyi Örnekler Konferansı’nda açacağımız atölye için de fikirlerimizi ortaya dökerek bir hazırlık planı çıkardık.

Geçtiğimiz yıldan beri her hafta çarşamba günleri yaptığımız Çocukla Barış online toplantılarını değerlendirerek yeni saatimizi belirledik. Çarşambalar artık “Çocukla Barış” diye anılıyor gündelik hayatımızda. Moderasyonunu sırasıyla üstlendiğimiz bu toplantılarda da şiddetsiz iletişim pratiklerini toplantı gündemlerine eklemeyi, bağlantı ve kapanış çemberinin yanı sıra belli konularda egzersizler yaparak birbirimizi bu anlamda da güçlendirmek istediğimizi paylaştık.
Ortak niyet ve hayallerle üretiyor; şeffaf ve kalpten bir iletişimle yaşamı paylaşıyor, her geçen gün Çocukla Barış yolunda birlikte hayaller kurmamızı kutluyoruz.
Daha nice buluşmalara, birlikte alınacak yollara...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder