6 Ocak 2019 Pazar

Özge'nin Şefkatli Eğitmen Günlüğü Ocak - I

Sura Hart ne diyor?
Çocukların size karşı dürüst olmalarını bekliyorsanız, bu mesajı iletmenin en iyi yolu onlarla dürüstçe konuşun ve duyduğunuzu onaylamıyor veya beğenmiyor olsanız bile, onlar konuştuğunda saygıyla dinleyin.
Söylediklerini beğenmeseniz de, onaylamasanız da bir çocuğun anlattıklarını dinleyebilir misiniz? Eğer yapamıyorsanız bu becerinizi geliştirmeyi düşünün.


Ben ne düşünüyorum?
Çocuklarda beklediğim değişimleri görebilmek için onları önce kendimde yaşatmam gerektiğinin farkındayım. Sınıf ortamı, okul hayatı, öğretmenlik böyle bir şeyin üzerine kurulu değil mi? Şimdiki halimizde, üzerimizde hangi öğretmenlerin izi var en çok? Ve hangi izler karakterimize etki etmiş, kimbilir.


Ben ne yaparsam ayna gibi farklı şekillerde bunları göreceğimi biliyorum. Bazen sesleniş tarzım, bazen tekrarladığım bir kelime, konuşurken oynattığım ellerim…
Dürüstlük, dinleme, açıklıkla konuşma gibi başlıklarda da aynı şey geçerli. Sınıfta yaşatmak istediğim şeyi önce benim içselleştirmem gerek.


Çocuklarla nasıl paylaşıyorum?
İlk zamanlar dinlemeyi sık sık çalıştık çocuklarla. Saygıyla, açıklıkla dinlemeden önceki yolları aradık. İnsan nasıl dinler, dinlediğinde ne fark eder, birbirimizi dinlediğimizi nasıl anlarız gibi sorularla doğada alıştırmalar yaptık, değerlendirmesini aldık. Birbirimizi dinlemekle, duymak arasındaki farkları ve iletişimin gerçekleşmesi için oluşması gereken zemini konuşmuş olduk böylece.


Yaş grubu küçük olduğu için öncelikle dinleme becerileriyle ilgili pratikler üzerine yazdım ancak sonradan gelişmeye başladı saygıyla dinleme, dürüstçe paylaşım.
Açıkçası oldukça zor, söylediklerini beğenmediğim, onaylamadığım bir çocuğun anlattıklarını dinlemek. Bu her yaştan insanlar için geçerli aslında. Bu beceriyi geliştirmek için empati kaslarımı çalıştırmaya gayret ediyorum.
“Bu çocuk şu anda bana ne söylüyor?”
“Bunları anlatırken içinde hangi duygu canlı olabilir?”
“Bunları anlatırken karşılamak istediği ihtiyacına baktığımda ne geliyor aklıma?”


Şiddetsiz iletişimin basamaklarına uygun empatik dinleme becerisi geliştirmeye çalışıyorum. Ancak gerçekten kolay değil. Bunun için tüm varlığında zihinsel olarak orada, kalben de merakla çocuğu dinliyor olman gerekiyor.
Bazen benim karşılayamadığım temel bir ihtiyacım oluyor, bazen bunun için doğru zaman olmuyor, bazen sabırsızca kesiyorum, bazen bilgiç cümlelerle kendimce “doğru”ları paylaşmaya başlıyorum. Bazen de başarıyorum, dinlenildiğinin farkına varan çocuk da çözülüyor yavaş yavaş. Bağlarımız güçlenmiş oluyor.
Hepsinden biraz biraz var.


Kendimi nasıl değerlendiriyorum?
“Hepsinden biraz biraz var.” dediğim renk cümbüşünü kutluyorum. İnsanlık hallerimizle kendimizi yargılamadan, çocuklarla yolculuğumuzda şefkatle becerilerimizi geliştirmeye odaklandığımız anların çoğalmasına seviniyorum.
Öte yandan dinleme konusundaki becerilerimi geliştirmek için konuyu daha sık odağıma alarak, bu konuda çocuklardan da geribildirim istemeyi düşünüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder