25 Aralık 2018 Salı

Özge'nin Şefkatli Eğitmen Günlüğü Aralık II


Sura Hart ne diyor?

Eğlence ve oyun temel insani ihtiyaçlardır, dinlenecek vakit bulamayan öğretmenler için bile. Eğlence/oyun ihtiyacınızı karşılamak için ne yapıyorsunuz?  Yaptığınız şeyleri düzenli mi yapıyorsunuz? Bir yerden başlamak ister misiniz?
Öğrencilerimizin duygu ve düşüncelerinin bizim için önemli olduğunu bilmelerini istiyorsak, onları dinlemek ve görüşlerini dikkate almak için zaman ayıralım. Günlüğünüze not alın: Öğrencilerinizi düzenli olarak dinlemek için zaman ayırıyor musunuz?

Ben ne düşünüyorum?
Geçen yıl Marshall Rosenberg’in “Oyun olmayan hiçbir şeyi yapma.” sözüyle başladığımı hatırlıyorum bu haftaki günlüğe. Hayatımın her alanına yıldızlı harflerle başlık atmak istediğim bu cümleyi geçtiğimiz hafta Şiddetsiz İletişim Temel Eğitim Programı’nın kapanış çemberinde tekrar ettim. Haftasonu boyunca konumuz “empati”ydi. Ve biz No-Fault Zone oyunu ile empati aldık verdik. Bağlarımız güçlendi, fark ettik. Kartlar dizildi önüme, kartlar eksildi. İçimi kasıp kavuran bir konu yavaş yavaş yumuşadı içimde. Hem de bir masa oyununda. O konu üzerine düşünüp kendime ricalarda bulunmak benim için ateş hattıyken, oyun oynarken keyifli bir yolculuğa dönüştü. “Yaşasın oyunun gücü!” dedim.

Çocuklarla nasıl paylaşıyorum?
Bu haftaki günlüğün devamında gelen “öğrencilerinizin görüşlerini dikkate almak için zaman ayıralım” önerisi ise oyun ve eğlenceyle yakından ilişkili.
Çamtepe’deki çocuklar 6 - 6 buçuk yaşında. Geçtiğimiz yıl oyunun yerinin değerini uzun uzun yazmıştım. Bu yıl da çocukların duygu ve düşüncelerine yer açtığım zamanlarda defterime not aldıklarım “oyun/eğlence” ile yakından ilişkili oluyor.
Serbest oyun zamanları çocukların en önemsediği aralıklardan. Benim de uzaktan bile dahil olsam keşifler yaptığım fırsat alanı. Geçtiğimiz günlerde çocuklar çook uzun bir dal parçası buldular oyun esnasında. Onu birlikte taşıyabilmek için türlü denemeler yaptılar. Ormanın bir ucundan avluya kadar işbirliğiyle taşıdılar. Yani onlar öyle dedi en azından :) O büyük dal parçası bir salıncak oldu ancak zeytine yaslayana kadar en az yedi sekiz kez plan değişti. Minik hesaplamalarla en iyi yaylanma noktasını keşfettiler. Sonra dalın zeytin ağacına zarar verdiğini fark ettiler. Planlar değişti, avludan çim alana inme kaydırağı oldu. Yine eğimin kusursuz noktasına göre hesaplamalar.
Aralarında diyalogların aktığı, planlar yapıldığı anları keyifle paylaşıyorum çocuklarla. Kendi planımı esnetmeye çalışıyorum böyle anlarda. Çünkü görüyorum ki oyun ve eğlence ihtiyaçların mihenk taşı ömrün her anında.  

Sonrası ile ilgili ne düşünüyorum?
Tesadüf bu ya, bu haftaki günlüğü yazacağım sırada bir araştırma yapıyordum. Karşıma International Play Association çıktı. Uluslararası Oyun Derneği İskandinavya’da kurulmuş bir sivil toplum örgütü. 50’den fazla ülkede aktif grupları ve üyeleri var. Biri de Türkiye. http://www.ipaturkiye.org/ adresinden faaliyetlere ulaşılabilir.
http://ipaworld.org/resources/ adresinden ise pek çok kaynağa ulaşılabilir. Ben şimdiden kurcalamaya başladım. İncelemeye devam edeceğim. Pek çok oyun örneği, etkinlik var çocuk hakları, oyun bağlamında.


Kendimi nasıl değerlendiriyorum?
Oyun ve eğlencenin hayatımda yerini fark ettikçe daha değer veriyorum. Düzenli yapma çabam yaratıcılığı da hareketlendiriyor, beni tazeliyor.
Bir de yetişkinlerle oyun oynama isteğim var zaman zaman, doğada. Onu da hayal köşesine bırakıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder