Sura Hart ne diyor?
Öğrencilerin okula getirdikleri yegane ihtiyaç öğrenme
değildir. Aidiyet, eğlence, özgürlük ve katkıda bulunma ihtiyaçlarını da
getirirler. Bu ihtiyaçlar kabul edilip karşılanmadığı sürece kendilerini
yeterince güvende hissedemez ve öğrenme sürecine tümüyle odaklanamazlar.
Öğrencileriniz için bir ihtiyaçlar listesi yaratın - okula
gelirken yanlarında getirdikleri tüm ihtiyaçları içeren bir liste. En az
haftada bir, herkesten bu listeye bakıp ihtiyaçlarının okulda nasıl
karşılandığını ifade etmesini isteyin. Elde ettiğiniz bu bilgileri sınıf
tartışmalarınızın temeli olarak kullanın.
İnsanın kendini acımasızca eleştirme ve yargılama hali
genellikle başkalarını da eleştirmesi ve yargılamasıyla sonuçlanır. Unutmayın
başkalarına şefkat kişinin kendine şefkatiyle başlar.
İhtiyaçlarınıza şefkatinizi artırmak için kendinize
yönelttiğiniz ahlakçı yargıları tercüme etmeye zaman ayırın. Kendinizi yargıladığınızı
fark ettiğinizde, bu yargıyı bir deftere not edin. Yargılarınızı, hemen o an
duygu ve ihtiyaçlara tercüme etmeye vaktiniz yoksa; günün sonunda yargılarınızın üzerinden geçin
ve not ettiğiniz her bir yargının ardındaki ihtiyacı belirleyin.
Ben ne düşünüyorum?
Çocuklarla ihtiyaçlar üzerine çalışmanın önemli olduğunu düşünüyorum, geçtiğimiz hafta da
örneklerini paylaşmıştım. Deneyimlerim duygu üzerine çalışmak kadar, ihtiyaç
üzerine de çalışmak gerektiği. Duyguların bağlantısını ihtiyaçlarla kopardığımda
ya da kurmadığımda çember tamamlanmıyor, düğüm gevşek kalıyor. Gerçekten her şey bağlantısı ile anlamlı,
öyle bir bütün.
Halbuki, duygular ihtiyaçlarımızla buluşabilmemizin
kolaylaştırıcıları. Duygu listesinin kalabalıklığı kadar etkilemişti beni
ihtiyaç listesi de. İhtiyaçlarımla ilgili farkındalığım arttıkça içimde adını
bulamamış haller, tanımlanmanın keyfini sürüyor.
Bu bağlantıyı çocuklarla kurup geliştirmek için, Sura’nın
paylaştıklarını sabah çemberlerinde desteklemeye çalışıyorum.
Çocuklarla nasıl paylaşıyorum?
İhtiyaç kartlarını daha önceki haftalarda birlikte
hazırlamıştık çocuklarla. Ben her birine bir örnek olay paylaşmıştım, bazıları
gerçek, sınıfta yaşanmış hikayeler;
bazıları ise kurgu. Sonrasında ise çocuklardan örnek istedim. Her gün
onlara okuduğum kitabın karakterlerinin ihtiyaçları üzerine konuşmak, bu
halleri canlandırmak da çalışmalarımızı zenginleştirdi. Şimdilerde, her sabah çemberde bir ihtiyaç
üzerine konuşuyoruz. Örneğin, hareket.
-
Hareket ihtiyacı senin için ne demek?
-
Bu ihtiyacı karşıladığında/karşılayamadığında neler
oluyor, nasıl hissediyorsun?
-
Sınıfta bu ihtiyacını karşılayabiliyor musun? Nasıl? Bu
konuda çemberden bir rican var mı?
gibi sorularla birlikte, kalp birliğiyle hepimiz için güvenli
ve barışçıl bir hale getiriyoruz sınıfımızı. Bunları yazınca sınıftaki her
çocuğun kendini iyi ifade edebildiğine dair bir düşünce oluşacağı üzerine bir
tedirginliğim oldu. Hayır, hepsi bu sorulara cevap verebilecek şekilde ifade
edemiyor kendisini, pek çok farklı nedenle. Ancak bu hala geçerli: kültürümüzü
birlikte inşa ediyoruz . Farklılıklarımızla bir çemberin içindeyiz ve orası
bizim için gittikçe daha güveni olan bir alan.
Geçtiğimiz hafta sınıftaki sobayı yakmaya başladık, soba çok
ortada bir yerde. Yakınında oturanlar için çok sıcak oldu ve sıra düzenini
değiştirdik. Yeni haliyle yerdeki çemberimiz, sıralar altında kaldı. Yenisini
daha köşeye yapmak üzere, bantları çıkardılar, zemini temizlediler ve sınıf
kumbarasında biriken parayla yeni elektrik bandı almamı istediler. Ben ise
almayı unuttum. Ertesi gün sınıfa
geldiğimde, heyecanla yeni çember için hesaplamalar yapıyorlardı. Tüm bunları,
çemberi nasıl sahiplendiklerini daha kolay paylaşabilmek için anlattım. Çemberi
sahiplenmek, çember rutinlerimizle ilgili önemli bir geribildirimdi benim için.
O gün adımlayarak bulduk yerimizi, ertesi gün tekrar yaptık. Gelişerek büyüsün.
Kendimi nasıl değerlendiriyorum?
Bu kısımda Sura Hart’ın paylaşımının ikinci kısmına bağlanacağım,
kendine şefkat ile ilgili olana. Kendine şefkat, üzerine çalıştığım, dikkatimi
koyduğum bir alan. Koyuyorum çünkü aksi halde içimdeki otoyollar kendini
yargılama ve suçlamaya çıkıyor, orası da istediğim bir yer değil. Enerjimi
tüketen, motivasyonumu ve potansiyelimi düşüren bir yer. Bu konuda zorlandığım
zamanlarda destek isteyebildiğim bir topluluğun içinde olmak ne büyük şans diye
düşünüyorum. Kendi içimden ve topluluğumdan aldığım destekle tıkalı kendine
şefkat yollarını açacağım, inanıyorum.
x
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder