3 Nisan 2018 Salı

Özge'nin Şefkatli Eğitmen Günlüğü 22. Hafta


Sura Hart ne diyor?
İlişki temelli bir sınıfta öğrenme ortamında sorumlu olan tek kişi öğretmen değildir. Öğretmenler, sınıftaki bağlılık ve canlılığa birincil olarak katkıda bulunan bireyler olmaları için; öğrencilere kendilerini ifade etmelerinin, başkalarını dinlemenin ve birbirleriyle bağlı çalışmanın yeni yollarını öğrenecekleri fırsatlar sunarlar.
Öğrencilerinizin sınıf yaşantısına katkıda bulunmalarını teşvik etmek için neler yapıyorsunuz?

Ben ne düşünüyorum?
Eğitimde İyi Örnekler Konferansı’nda yapacağımız sunum için hazırlık yaparken tüm günlükleri hafta hafta okuduğumda çok temel konuların etrafında dönüp dolaştığımızı gördüm. Ve bu hafta sanki hepsinin birer özeti gibi. Ne güzel tesadüf!
Çocukların kendilerini ifade etmelerini, birbirlerini dinlemelerini, bağ kurmalarını, öğrenirken yeni yollar keşfetmelerini sağlamak adına yolculuğumuzu anlatmaya çalışmışız hep. Önümüze koyduğumuz her başlık da bizi ilişki temelli bir sınıfa götürmüş.
Bu haftanın paragrafını okuduğum her an çocuklarla sınıf dışında yaşadığımız bir süreç geldi aklıma.

Çocuklarla nasıl paylaşıyorum?
Ayrı ayrı zamanlarda birkaç gün Çamtepe’yi kullanamadığımız oldu. Tamirat işi, soba borularının temizliği, ulaşım derken kasabanın içinde vakit geçirdik çocuklarla. O gün için mecburiyetimiz bizim için bir fırsata dönüşmüştü.
Birlikte çay bahçesine oturup kitapları, boyaları yaydığımız oldu. Manavdan gidip atıştırmalık için meyve aldığımız. Yemek için oturduğumuz lokantada sohbet ettiğimiz.
Bu söylediklerimi kalabalık bir sınıf ortamında yapmak elbette zor görünüyor. Hayat Bilgisi derslerinin hayatın içinde yaşanabileceğini hayal ediyoruz.
Ancak bu kasaba kadar küçük çocuk grubuyla birbirimizi sokakta yürürken kolladığımız, deniz kıyısında arkadaş edindiğimiz, ilkokula giden çocuklarla sohbet ettiğimiz o günlerin içinde kat kat neleri barındırdığını görüyorum şimdi.

Kendilerini ifade gücü, birbirimizle bağ, hayatın içine hop diye dalma… Okuldan çıktığın an görüyorsun. Bu yüzden okul gezileri de çok öğretici oluyordu. Bir yolculuğa çıkıyorsun, birlikte yol yürüyorsun, birbirini daha çok kolluyorsun ve sonsuz bir öğrenme ortamının içine dalıyorsun.
Bu haftaya dair sınıf yaşantısına katkıda bulunmaktan bahsedeceksem, “dışarıya çıkalım” derim. Meraklı Kedi’de servisimiz yokken çocuklarla köye çıkıyorduk. Bazen sadece ekmek almaya gidip geliyorduk, mahalleleri dolaşıyor bir bahçede oturup etrafı izliyorduk.

Buradan da Sura’nın “İlişki temelli bir sınıfta öğrenme ortamında sorumlu olan tek kişi öğretmen değildir.” cümlesine varmak istiyorum. Öğretmen planını programını yapar elbette ancak çocuk çevreden, birbirinden öğrenir aynı zamanda.
Biz çocuklarla ne kadar farklı çevrelerde vakit geçiriyor olursak, o kadar zengin bir öğrenme hayatının tadını çıkarırız diye düşünüyorum.

Çocukların geri bildirimleri neler?
Çocukların okul dışıda, sınıf dışında geçirdiği vakitlerden mi bahsedeceğim?  Aman tanrım :) Çalıştığım süre boyunca ufacık bir etkinlik dahi olsa bunun çocuklarda yarattığı heyecan yüzümü güldürüyor daima.

Çocuklar dışarıda olmaya bayılıyor. Okulun civarında bir yürüyüş, birlikte marketten alışveriş, yakın bir parkta piknik, ormanda yapılacak onca şey, müze, tiyatro, konser, festival… Her birini çocuklarla tatmış olabilmenin sevincini yaşıyorum.
Bazıları önceden planlanmış, proje dahilinde hedefi olan gezilerken, bazıları kısa zamanda gelişmiş çocuklarla keşfedilmiş zamanlardı.
Ve her birinde çemberde konuştuğumuz konular zenginleşti, hayata dair pek çok deneyim birikti.

Sonrası ile ilgili ne düşünüyorum?
Çamtepe günlerine dönecek olursam, havalar güzelleşiyor. Okulu kamp alanında yapmak fikri var öncelikle aklımızda.
Adatepe Köyü’ne yapacağımız gezilerden bahsetmiştim. Bu hafta başlıyoruz.
Bunun üzerine Güneşin de civardaki birkaç müzeden bahsetti. Bakalım nerelerde, neler biriktiriyor olacağız :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder