Sura Hart ne diyor?
İnsanları veya şeyleri korumak için güce ihtiyaç duyulan
zamanlar vardır.
Örneğin bir öğrenci, diğer bir öğrenciye vurmak üzereyse,
öğretmen bir yaralanmaya engel olmak için çocuklardan birini tutabilir. Ancak
bu durumda güç, cezalandırmak için değil korumak için kullanılmıştır.
Sınıfınızda yanlış bir şey yapmış birini cezalandırmak için
mi, yoksa sizin ve grubun değer verdiği şeyleri korumak için mi güç
kullanıyorsunuz?
Ben ne düşünüyorum?
Sura’nın verdiği örneği öğretmenliğim farklı zamanlarında,
farklı çocuklarla çokça yaşadım, hala yaşıyorum. O yaşantılardaki hallerimi düşündüm
ve çocukların tepkilerini, epeyce sürdü bu süreç, yazamadım hemen.
Güçlenen öğretmenler ve çocuklar dökülüyor dilimden, içim
bir hoş. Ne kadar adım adım, ne kadar birbiriyle bağlantılı ve dönüştürücü bir
süreçten bahsediyoruz burada, tekrar hatırladım.

Şimdi baktığımda tam bir gücünü eline alamama, gücü birlikte
güce dönüştürememe örneği olarak görüyorum yaşadıklarımı. Sonrası nasıl mı
oluyor? O zamanlar Sura Hart çevirileri yoktu tabii, ilk yılımda deneye yanıla,
üzerine tekrar düşünüp sebat etmeyle, hatta biraz inatla;), sonrasında
deneyimlerimizi paylaşacağımız alanlar yaratıp dayanışa dayanışa, okuya keşfede
bugünlere geldik.
Pek de tartışılmayan kurallardan, bizim değerlerimize, bizim
anlaşmamıza gelmek; neden sürekli kurallara uymaları gerektiği hakkında
konuşmak yerine, birbirimizin ihtiyaçlarını duymak, dinlemek; fiziksel ve
duygusal güvenliğimizin sorumluluğunu tek başına bir kişinin üstlenmesi yerine,
anlaşmamızı yaşatmanın sorumluluğunu birlikte almak, tüm bu süreci takip etmeyi
kolaylaştırıcı araçlar yaratmak… İşte bence özetle bunlar değiştiriyor işin
rengini.
Belki iki senaryoda da aynı cümleler çıkıyor ağzımızdan, ama
kaynağı farklı, oluşturduğu his farklı. Dolayısıyla sınıf kültürüne etkisi
farklı.
Bu farkı yaratabilmek süreç ve dolayısıyla emek işi, ancak
diğer senaryoda da az çaba harcanmıyor.
Hatta harcanan çaba sonucunda içimizde çiçekler de açmıyor,
aksine otomatikleşen, gittikçe yabancılaşan bir hal, hem kendine, hem
birbirlerine.
Çocuklarla nasıl
paylaşıyorum?
Bu bir araya geldiğimiz ilk günden itibaren oluşturmaya
başladığımız, her gün üzerine bir şeyler ekleyerek ilerlediğimiz bir süreç.
Bağlantılarımız güçlendikçe rahatlayan, gelişen bir ilişki.
Sura’nın örneğinde olduğu gibi, ben yaralanma ihtimalini
durdurmak için bir kolu tuttuğumda, güvenliğin benim için önemli olduğu,
anlaşmamızı korumak için yaptığımı hatırlatmama gerek olmuyor artık. Hatta
artık bu sadece benim yaptığım bir durum değil. Çocuklar da birbirlerine
anlaşmamızı hatırlatıyor, o sıralarda yüzümdeki tebessümü görmelisiniz:)
Buralar benim için anlaşmamızın yaşadığının, sınıf değil topluluk olduğumuzun
göstergesi.
Sonrası ile ilgili ne
düşünüyorum?
Bu süreci çocuklarla değerlendirip, birbirimize geribildirim
vermek için alan açmayı planlıyorum. Bu aslında çemberlerde yaptığımız bir şey
ancak, aklımdaki odağa sadece bunu almak. Bu süreçte kendini cezalandırılmış
hisseden var mı, onu duymaya çalışmak istiyorum, buralarda derin demokrasi
pratiklerini kullanmaya niyetliyim.
Bakalım neler olacak?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder