27 Şubat 2018 Salı

Özge'nin Şefkatli Eğitmen Günlüğü 17. Hafta

Sura Hart ne diyor?
Beden dili, "üzerine güç" veya "birlikte güç" kullanmak perspektifi ile konuştuğumuzu karşımızdakine geçirebilir.  
Öğrencilerinize karşı nasıl bir beden diliniz var? Beden diliniz iletişim halindeyken neler söylüyor?
Boyları ne kadar kısa olursa olsun, "birlikte güç" perspektifinden konuşmak istediğimizi çocuklara iletmek için, onlarla göz teması kurarak konuşabilelim diye, çömelebilir veya bir yere oturabiliriz. Bizden uzun boylu olan öğrencilerimizi de göz teması kurarak konuşabilelim diye oturmaya davet edebiliriz.  


Öğrencilerinizin sizinle etkileşim halinde olduklarında hangi sıklıkla yukarı baktıklarına dikkat edin.


Ben ne düşünüyorum?
Bu haftayı okuduğumda zihnimde bir yolculuk başladı hemen geçmişe doğru. 16 hafta bitmiş. Oradan oraya bakarken, ne yazmıştım diye düşündüm ve “dinleme” haftasında durdum. (https://cocuklabaris.blogspot.com.tr/2018/01/ozgenin-sefkatli-egitmen-gunlugu-12.html)


Çocukların duyulduğunu hissedebilmeleri için fiziksel olarak duruşuma, göz temasıma dikkat etmeye çalışıyorum. Aynı göz hizasında dinlemeyi önemli buluyorum. Duyduğum şey önemsiz bile görünse “geçiştirmeden” duyduğumu ifade ediyor ya da dikkatini konuya çekmek için birkaç şey söylüyorum.” demişim paragraf arasında. Şimdi bunu düşünüp konuşmanın tam sırası.


Beden dili, güç kullanmanın en gözle görülür hallerinden. Bunu hayatın birçok köşesinde görebiliriz. Politikacılar, patronlar, öğretmene kürsü veren, çocukların karşısına oturtan eğitim sistemi...


Masasına oturup sınıfa olan gücüyle bağıran, tehditler savuran öğretmenler… Bilmiyorum ben mi çok içliyim, yoksa öğretmen oldum diye mi; gözlerimin önünden gitmiyor o sahneler. Oturduğum sırada kalbimin güm güm attığı, huzursuzluğumu içimde eritmeye çalıştığım, yaşadıklarıma bir anlam veremediğim o zamanlar…


Sınıflarda süregelen oturma düzeniyle ilgili de yazmıştım geçen hafta: “Fakat ben öğretmenime bir hediye hazırlayacağım zaman kırk kere düşünürdüm. O yollar ve bağlar öylesine açık değil gibi gelirdi. Gönlümden geçeni hemen o an masasına gidip veremezdim. Çünkü masasına gitmek gerekirdi. Bu farkı şimdi çok daha net görüyorum.”


Aklımızda klasikleşen bu görüntünün tersine dönmesi için atılan her adıma dört elle sarılmak istiyorum. Normal olarak gördüğümüz şeyler düşündüğümüzde çocuklara ciddi zararlar verebiliyor çünkü.




x

Çocuklarla nasıl paylaşıyorum?
Bu yüzden sabah güne başlayacağımız zaman eşyaları masaya bırakıp “herkes yerine, günaydın, sağol” gibi ezbere kelimelerdense çocuklarla birlikte çemberde buluşmayı seviyorum.
Çember deyince aklıma internette fotoğraflarını gördüğüm alternatif okullar geliyordu eskiden. Sonra baktım ebeveynlerin desteğiyle kestirilen bir halı, diktirilen minderlerle de oluyor. Daha sonra Özenç ve Gülesra’nın okullarına gittim. “Yahu bırak şekli şemali, bak neler oluyor” dedim. Sıralarda oturuyorlar, elden ele gezen bir konuşma nesnesi; çiçek. Biz de çocuklarla yan yana.
Çocukla bir araya gelmek isteyince her şey oluyor aslında.


Çocukların geribildirimleri neler?
“Öğrencilerinizin sizinle etkileşim halinde olduklarında hangi sıklıkla yukarı baktıklarına dikkat edin.” Bu cümleden çok güzel geribildirim olur aslında.
Sıradan bir konuşmada karşılıklı ayakta dururken eğer çocuk yaklaşıyorsa, gerçekten bana ulaşmak bir şey söylemek istiyorsa durumun farkına varıyorum ve elimdekini bırakıp eğiliyorum.
Eğer yukarı baktığı süre uzuyorsa ekstra bir durum olduğu belli oluyor zaten.
Çocuklar duyulduğunu gördüğünde kendilerini değerli ve güvende hissediyorlar gözlemlediğim kadarıyla.


Kendimi nasıl değerlendiriyorum?
Kendimden ziyade; gün içinde bazen on dakika oturmadan çocuklarla koşturan, duyduklarına kulaklarını açıp kalpten cevap veren, gözleri çocukların gözlerine değen öğretmen arkadaşlarımı kutlamak istiyorum.

Haftada bir gün Çanakkale’deki Bbom okulu Bilge Leylek’e yaptığım ziyaretler bana bunu hissettirdi özellikle. Kalabalık gruplarla çalışan öğretmenlerin bu konudaki çabası daha da takdir edilesi. Bu çaba ise sevgilerin en güzel örneği...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder