Sura Hart ne diyor?
Dürüstlük,
öğrencilerimizin geliştirmesi "gereken" bir kişilik özelliği
olmaktansa evrensel bir ihtiyaçtır.
Genç
insanların bize karşı dürüst olanlarını bekliyorsak -gerçeği gördükleri gibi
konuşmaları- bu mesajı iletmenin en iyi yolu: onlarla dürüstçe konuşun ve
duyduğunuzu onaylamıyor veya beğenmiyor olsanız bile, onlar konuştuğunda
saygıyla dinleyin.
Söylediklerini
beğenmeseniz de, onaylamasanız da bir öğrencinin anlattıklarını dinleyebilir
misiniz? Eğer yapamıyorsanız bu becerinizi geliştirmeyi düşünün.
Ben ne düşünüyorum?
Dürüstlük,
saygı ve dinleme…Okuduğumda bu üçünü kol kola girmiş bir şekilde duydum.
Dinliyormuş gibi yapma, dinle ya da dinleme. İçeriğinin önemi yok, onaylıyormuş
ya da onaylamıyormuş gibi yapmana gerek yok, dinle, varlığını sun. Bu konuda kendine de, karşındakine de dürüst
ol.
Bununla
birlikte, çocuklarda neyin gelişmesini istiyorsan, bir bak bakalım sen de var
mı? Öğretme, ol; söyleme, yaşa.
Öğrenmenin çok acayip, gizli kalmış, açığa çıkarılmayı bekleyen bir formülü yok
bence. Hem çok basit, hem de ne zor.
Sura’nın
söylediklerinden başlıca çıkarımlarım bu oldu kendime.
Bu konular
üzerine epeydir düşünüyorum aslında. Bir kendimi gözden geçirdim. – Bu çeviriler,
bu günlükler en çok bu işe yarıyor.- Dinlediğim
kişinin söylediklerini beğenip beğenmeme mevzusu.

Yine meşhur
öğle aralarımızdan biri J O gün gelen yemek sayısı az, paylaşarak
yiyecekler. Çocuklardan biri yanıma doğru geldi, gelirken de paylaşmak istemediğini
ifade etmeye çalışıyor.
Bense
aslında hiçbir şey demedim.-zamanım da olmadı.-Ancak dün gibi hatırlıyorum,
gözlerim büyüdü çocuk gelirken, kaşlarım kalkıverdi. Bu durum tabii ki çocuklar
tarafından hemen fark edildi ve ‘’Ama paylaşmak çok güzel bir şey.’’, ‘’Ben hep
paylaşıyorum.’’, ‘’ Paylaşırsak çok iyi olur, değil mi öğretmenim?’’ cümleleri
ard arda geldi. Bu cümleler gelirken çocuğun sesi azalarak bitti.
Her şey çok
hızlı oldu gerçekten. Hem hemen sonrasında, hem de gün sonu çemberinde konuştuk
ama öncelikle bahsetmek istediğim bu hızın içinde öğrendiğim ve tekrar fark
ettiğim çok şey oldu, Sura’nın paylaşımı ile de paralel olan.
- Sadece dinle, sonrasında kendi söyleyeceğinin hazırlığını yapmadan, merakla dinle.
- Tarafsız bir şekilde dinle. Onaylayıp onaylamadığını paylaşmak için çoğu zaman söze gerek yok. Bazen kaş-göz, bazen el-kol.
- Dinlediğin konuya katılmayabilirsin ve tabii ki bunu paylaşabilirsin. Dinledikten sonra, anladıktan sonra katılmadığını paylaşabilirsin ama onay verip vermemek otoriyeye giden yolun taşlarını döşüyor, buraya bir bak, üzerine düşün.
- Bu ‘küçük’ gibi görünen anların üzerine mercek tut, önemse. Kutuplaşmalar, yargılar gibi barışçıl bir topluluk olmanın önündeki zorlu engellerin, buralardan beslendiğini tekrar fark ettin, sık sık hatırlat kendine.
Bu hafta
akışım kendime aldığım notlar şeklinde oldu, o madde madde alt alta
yazdıklarım, defterimin fotoğrafı gibi.
Son yazdığım
ile ilgili kutlamamı ekleyerek bitireyim; iyi ki katılımcı ve barışçıl bir
birlikteliği inşa etmeye niyetli insanlarla birlikteyim, BBOM topluluğundayım,
Öğretmen Köyündenim. Bu birliktelik, çoğu zaman kendime hatırlatmaya bile gerek
kalmadan, büyütüp geliştiriyor beni, ne büyük güzellik!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder