Sura Hart ne diyor?
Geniş kapsamlı bir duygu sözcükleri dağarcığı; insanın
kendisi ile derin bir bağlantı kurma ve kendisini gelişmiş bir biçimde
başkalarına ifade etme becerisi sağlar. Bu beceriler herhangi bir öğrenme
ortamındaki şefkati güçlendirir. Öğrencilerinize
duygu sözcükleri dağarcıklarını geliştirmeleri için yardım edin. Öğrencilerinizle
birlikte duygu sözcüklerinin bir listesini yapın ve aradan kaç gün geçerse
geçsin her gün listeye yeni bir sözcük ekleyin. Duygu sözcükleri listenizi
sınıfınızda herkes için önemli olan bir yere yerleştirin.
Öğrencilerinizin listede olmayan bir şey hissettikleri her
seferde, onları duygularını yüksek sesle ifade etmeye veya tahtaya yazmaya
davet edin.
Duygular, keşfettikçe kendimizi daha iyi tanımamızı sağlayan
araçlar gibi.
Duyguları tanıma, kendim ile bağlantımın güçlü olması
üzerine çalışma şiddetsiz iletişim eğitimlerinde ilk yaptıklarımızdandı. Vivet
Alevi ile ilk buluşmamızı hatırladım. Çalışma yapacağımız yere özenle serilmiş
onlarca duygu ifadesi. Onları görünce fark ettim duygu dağarcığımın
fakirliğini.Sonrası uzun bir süreç, hala devam ediyor. Duyguları tanıdıkça,
ihtiyaçlarımla bağlantımı daha güçlü koruyorum, bu da kendimle ve çevremle olan
ilişkimi daha barışçıl hale getiriyor. ‘’Neden böyle oldu!!!’’ isyanlarım,
‘’acaba böyle olmuş olabilir mi?’’ lere dönüştü, hafifletti. Ben bu deneyimimi
değerlendirdiğimde, duygu dağarcığı geliştirmeyi çocuklarla da çalışmam
gerektiğini, hatta barışçıl sınıf ortamı için bunun bir ön koşul olduğunu
düşünüp, işe koyulmuştum. -ki bu çalışmaların benzerleri rehberlik müfredatının
da konusu.-
Ancak tüm bunların benim öğretmenliğimle bu kadar bağlantılı olduğunun hala farkında değildim. ‘’Farklı Öğrenenden Farklılaştırılmış Eğitime’ isimli bir eğitim olacaktı yaklaşık 2 yıl önce İzmir Işıkkent Okulunda, Özge ( diğer blog yazarı, hani şu Kaz Dağlarında olan J ) ile duyar duymaz kaydımızı yaptırdık. Oturumun içeriği salondaki herkesi epeyce şaşırtmış, hatta bir kısmını hayal kırıklığına uğratmıştı. Çünkü çıkarken elimizde farklılaştırılmış ders planları, hemen uygulayabileceğimiz araçlar yoktu, sürekli bizi kendimize yönelten sorular vardı.Farklı çocukları konuşmaya gelmiştik, bizle ne alakası vardı? Çocuklarla ilişki kurarken zorlandığımız ne varsa, kolaylaştırıcısı içimizdeydi. Hiç böyle bakmamıştım, öğrendiklerimin, deneyimlerimin anlamlı bir sentezi olmuştu orası, bir plan örneğinden çok daha fazlası.O nedenle, kendimle ve çocuklarla bağlantımı güçlendirecek her çalışma, müfredattan taşıyor, kalıplara girmiyor. Bu farkındalıkla çalışmaları başlatmayı hatırlatıyorum kendime.
Ancak tüm bunların benim öğretmenliğimle bu kadar bağlantılı olduğunun hala farkında değildim. ‘’Farklı Öğrenenden Farklılaştırılmış Eğitime’ isimli bir eğitim olacaktı yaklaşık 2 yıl önce İzmir Işıkkent Okulunda, Özge ( diğer blog yazarı, hani şu Kaz Dağlarında olan J ) ile duyar duymaz kaydımızı yaptırdık. Oturumun içeriği salondaki herkesi epeyce şaşırtmış, hatta bir kısmını hayal kırıklığına uğratmıştı. Çünkü çıkarken elimizde farklılaştırılmış ders planları, hemen uygulayabileceğimiz araçlar yoktu, sürekli bizi kendimize yönelten sorular vardı.Farklı çocukları konuşmaya gelmiştik, bizle ne alakası vardı? Çocuklarla ilişki kurarken zorlandığımız ne varsa, kolaylaştırıcısı içimizdeydi. Hiç böyle bakmamıştım, öğrendiklerimin, deneyimlerimin anlamlı bir sentezi olmuştu orası, bir plan örneğinden çok daha fazlası.O nedenle, kendimle ve çocuklarla bağlantımı güçlendirecek her çalışma, müfredattan taşıyor, kalıplara girmiyor. Bu farkındalıkla çalışmaları başlatmayı hatırlatıyorum kendime.
Çocuklarla nasıl
paylaşıyorum?
Sura Hart’ın işaret ettiği yeri daha önce çalışmaya
başlamıştık aslında. Geçtiğimiz haftalarda başladığımız çemberlerin girişi
duygularımızı ifade etmek. Ancak bu ilk başta epeyce zordu – hala zor olan
yerleri varJ -
Çok sınırlı Türkçe kelime dağarcığından duygulara pek pay düşmemişti doğal olarak.İlk
yaptığım şey, kendimi ifade etmek oldu, bıkmadan usanmadan. Onlara sormadan
önce hep ben paylaştım. Sadece çemberde değil, gün içinde de. Neye ‘mıutlu’
olduysam, neye ‘şaşırdıysam’, ’sinirlendiysem’, ne beni ‘korkuttuysa’
paylaştım.Sonrasında çocuklarınkine ayna tutmaya çalıştım. ‘’Bu seni korkuttu
galiba’’, ‘’üzgün görünüyorsun.’’, ‘’şaşırttı mı bu seni?’’ vb. Burada araç
olarak Barış Kütüphanesinden Duygu Dağarcığı Geliştirme araçlarına da sıklıkla
başvurduk. Bununla birlikte her kitap bizim için bir araç haline geldi. Dinleme
, anlama ve sözcük dağarcığını geliştirme çalışmaları için her gün çocuklara
düzenli olarak kitap okuyorum ve üzerine konuşuyoruz. Sanırım bu kısım en
bereketli yer oldu. Karakterlerin
duyguları üzerine tahminde bulunma ve canlandırma yaparak ilerliyoruz ve
gelişmeyi en çok burada görüyorum.Kendilerini konuşmadan önce karakterleri
konuşmak epey kolay bir geçiş oldu çocuklar için. Aklıma Kevser'in karakter çalışmaları geldi. :http://www.farkyaratansiniflar.org/karakterler-is-basinda.html
Ancak Sura’nın dediği gibi, her gün bir kelime eklemiyoruz
duygu listesine. Bu kısım daha yavaş ilerliyor, ancak ilerliyor J Duygu listemizde şu
anda 6 duygu ifadesi var, devamı
gelecek.
Sonrası ile ilgili ne
düşünüyorum?
Duygu ifadelerini sınıf yaşantılarından yola çıkarak
arttırmayı düşünüyorum. Bununla ilgili birkaç somut gözlemim var. Okulumuza
öğlen yemeği kumanya şeklinde geliyor ve çocuklar paylaşarak yiyor. Yemek, herkes için günün en heyecanlı zamanı. Öncesinde sabırsızlık ve heyecan,
sonrasında da bazen hayal kırıklığı, bazen coşku…Gözlemimi onlarla paylaşıp,
listeye ekleyeceğim yeni duygular bunlar olacak sanırım.
Kendimi nasıl
değerlendiriyorum?
Bu hafta Çocuk Hakları haftasıydı, çok çeşitli alanlarda
çocuk hak ihlallerinin bu kadar arttığı biz zamanda, söylemesi zor, yetişkinler
olarak sorumluluğumuz büyük. Aynı okulu paylaştığım Gülesra ( diğer blog yazarı
J ) ile birlikte çocuklarla
ve kısmen de olsa yetişkinlerle çalışmanın, sizlerle ‘Çocuklarla Çocuk Hakları’
listemizi paylaşmanın sevinci içerisindeyim. Devam diyorum, birlikte,
güçlenerek, daha katılımcı ve barışçıl sınıflar/okullar için, devam.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder