9 Ekim 2017 Pazartesi

Özenç'in Şefkatli Eğitmen Günlüğü 1. Hafta



Sura Hart ne diyor?

Kendilerinden sınıf yaşamına aktif olarak katkıda bulunmaları istendiğinde, öğrenciler genellikle hevesli katılımcılar olmaya meyillidirler. Şiddetsiz İletişimin özünde karşılıklı anlaşmaya dayalı bir vizyon yaratmak vardır.
Öğrencilerinizle birlikte geçirmek istediğiniz okul yılına dair bir vizyon belirleyin. Bu vizyonu yazın. Resimlerini çizin. Vizyonla ilgili konuşun. Ardından bu vizyonu ne tür davranışların destekleyeceği ile ilgili bir grup anlaşması yapın. Anlaşmayı çocuklara imzalatın ve görebilecekleri bir yere asın.

Ben ne düşünüyorum?

 Ne güzel demişsin Sura :) Deneyimlerimden yola çıkarak ben de çocukların hevesli katılımcılar olduğunu düşünüyorum. Tüm çocukların katılımına alan açacak ortamları nasıl yaratabilirim acaba, katılımları kesişmeden?
Bu bir süreç, onu hatırlatayım kendime. Karşılıklı anlaşmak, pek çok beceriyi barındırıyor. Biraz bunun üzerine çalışmam/ız gerekecek.
Türkçe dil yeterlikleri çok farklı 25 çocuk ile birlikteyim. Ne kadar anlaşıldığımdan ve ne kadar anladığımdan hiçbir an emin olamıyorum. Bu şartlarda birlikte bir yıllık vizyon üzerine konuşmak biraz uzak hedef gibi görünüyor.
Ancak yüksek ses, fiziksel şiddet ve birbirlerinin eşyasını izinsiz alma öncelikle üzerine çalışmamız gereken konular. Bakalım nasıl olacak?

Çocuklarla nasıl paylaşıyorum?

 İlk gün sınıftan çıkan seslerle devam edebilmem mümkün değil, gün sonunda onu fark ettim. Çocukları da gözlemlediğimde, halinden tavrından rahatsız olduğu görünen çocuk pek yok gibiydi.Önceki deneyimlerimden, rahatsız olan çocuk varsa illa ki belli eder. Ya o da yüksek sesle ‘’susuuuun!’’ der, ya oturduğu yerde kulağını kapatıp, yüz ifadelerinden rahatsız olduğunu belli eder ve benim görmemi bekler, ya da bana/arkadaşlarına sakince rahatsız olduğunu söyler. Burada bu durumlardan neredeyse hiç birini göremedim :)
Yetişkinler ve çocukları gözlemlediğimde aramızda yüksek sesi algılama ile ilgili epey farklılık olduğunu fark ettim. Onların normali bana yüksekti, onların yükseği ise bana felaket :) Burası için görsel hatırlatıcılar düşüneceğim.
Bir de 2. gün kendi başlarına çalışmalarını, çalışmalarına odaklanmalarını istediğimde sakin müzikler açmaya başladım.Bu epeyce işe yaradı.Biri tam yüksek perdeden bir şey diyeceğinde, kendi yönergemi değil, müziği hatırlatıyorum.
Fiziksel şiddette ise,şu an en etkili yapabildiğim şey, gözlem yapıp önleyici tedbirler almak. Bir iki yer ve planlama değişikliği bile epeyce fark etti, bunu üzerine çalışacağım.

Çocukların geribildirimleri neler?

Müzik epeyce işe yaradı, resmen açtığımdan 1-2 dakika sonra sınıf daha sessiz bir yer haline geliyor. Müzikli çalışma halini sorduğumda epeyce sevdiklerini söylüyorlar :) Açmayı unuttuğumda hatırlatıyorlar.Ben yanlarındaken fiziksel şiddet uygulamada azalma var, ama daha çalışmak lazım.

Sonrası ile ilgili ne düşünüyorum?

Bu üç konuda da önümde hedefler var, bazılarını yukarıda da söyledim. Çocukların dil becerileri geliştikçe süreçte daha aktif rol alacaklarını düşünüyorum, çocuklar bu konuda sürprizli bir gelişmeler gösterebilir. Çocukları iyice gözlemleyip, tanımaya çalışarak –bu konuda okuldaki yetişkinlerden de yardım alarak- çocuk dostu ortam yaratmaya çalışacağım.

Kendimi nasıl değerlendiriyorum?
Öncelikle kendimi kutluyorum! Cesaretimi, öğrenme isteğimi ve azmimi, meraklı halimi.Sabrımı, sevecenliğimi.

İyi ki dil öğrenmeyi önemsemişim, buna emek koymuşum, çok faydasını gördüm, çok kapı açtı gönüllerde.Son yaşantılarla sınıfa daha hazırlıklı gelmem gerektiğini düşünüyorum, bu hafta buna daha çok zaman ayıracağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder