29 Mayıs 2020 Cuma

Evi Katılımcı ve Barışçıl Bir Öğrenme Ortamı Olarak Düşünmek - Özenç


BBOM Derneği, Çocuklarla Evde Öğrenme Sürecini Kolaylaştırmak başlığı ile altı konudan oluşan bir ebeveyn eğitimi serisi hazırladı,geçtiğimiz hafta itibariyle de tamamlandı. Biz de, bu seride evi katılımcı ve barışçıl öğrenme ortamına dönüştürmek ile ilgili paylaşımda bulunduk, ben de bu ayın yazısını oradaki paylaşımlarımıza ayırmak istedim, yazı kalır sonuçta.

Katılımcı ve barışçıl, vizyonumuzda da geçen, sıklıkla tekrarladığımız kavramlar. Bunları ev ölçeğinde biraz açacak olursak,

  • evde herkesin kendini güvende hissettiği, kendini ifade edecek farklı alan ve araçlar bulabildiği,
  • evdeki kararların birlikte alındığı, birlikte takip edildiği,
  • anlaşmaların yapıldığı, iş bölümlerine göre herkesin sorumluluklarının olduğu,
  • anlaşmazlıklarını da birlikte çözmeye çalışan, uyumlu ve huzurlu bir hal diyebiliriz.

Katılımcı ve barışçıl ev ortamını neler üzerine düşünerek sağlayabiliriz, hangi araçları kullanabiliriz sorularına  BBOM Derneği’nin hayali nedir? videosunda geçen görsel yardımcı olabilir. 

*BBOM Derneği’nin hayali nedir? videosu: https://www.youtube.com/watch?v=1oQlNwTtYwI

Biz de, buradan bir minik özeti şu kavramların ne demek olduğu, evde neyi kolaylaştırdığı ve nasıl sağlanabileceği üzerine paylaşımda bulunduk: Bağlantı, anlaşma ve rutinler, anlaşmazlık çözümü.

Buradaki yazılarda, bağlantı, anlaşma ve rutinlerin önemine sınıf ölçeğinde çokça değindik,
kullandığımız araçları Barış Kütüphanesi’nde derledik, bunların her biri evler için de geçerli aslında.

  • İletişim kurarken, yargılarımızı fark etmek ve kendimizi gözleme davet etmek
  • Kendimizi ifade ederken duygu ve ihtiyaçlarımızla bağlantıda olmak
  • Çocuklar kendilerini ifade ederken, duygularını görmeye ve altında yatan ihtiyacı tahmin etmeye çalışmak
  • Evlerde herkesin ihtiyaçlarının gözetildiği, dinamik anlaşmalar yapmak
  • Evin kendisini tüm bu öğrenmeleri sürekli hale gelebilecek şekilde dönüştürmek

Örneğin: Duygu ve ihtiyaç köşeleri, anlaşma süreçlerinin görünür olduğu posterler, çocukların takip edebileceği iş bölümü çizelgeleri, ev çemberleri zamanları ve yerleri gibi..

Buraya kadar bir peri masalı gibi okumadınız umarım. Pek tabii anlaşmazlıklar, tam bir şeyler yoluna girdi gibi gelirken geriye gitmeler, nasıl olacak bu işler diye bazen umutsuzca düşünmeler olabilir. Benim kendi sınıf deneyimimden bildiğim, genelde böyle oluyor. O nedenle anlaşmazlık çözümü üzerine de düşünmek önemli.

Anlaşmazlıklarımız üzerine düşünmek, evde barışı sürdürmeyi kolaylaştıracak ipuçları verir. Çünkü bazen işler yolunda gitmez, anlaşmazlıklar, belki öfke nöbetleriyle sonlanan çatışmalar yaşanabilir. Anlaşmak her zaman mümkündür diyen var mı aranızda? Bence bunu fark etmek önemli. Biz bir şeyleri eksik yaptığımızdan değil, ilişkinin doğasında olduğu için anlaşmazlık var gibi geliyor bana. Acaba anlaşmazlıklardan korkmasaydık, anlaşmazlık olduğunda hemen çözmeye, ortadan kaldırmaya odaklanmayıp, neler olduğunu anlamaya çalışsak nasıl olurdu? Ben bu soru üzerine düşünmenin dahi bir fark yaratacağına inanıyorum. Bu şekilde bakmak, bir anlaşmazlık yaşadığımızda ya da tanık olduğumuzda suçluluk, yetersizlik, telaş yaşamanın yerine serinkanlılığı ve bağlantıyı koyabilir. Bu da barışı kolaylaştırır.

Evde bir anlaşmazlık yaşadığımızda ya da bir anlaşmazlığa tanık olduğumuzda, bunu bağlantılarımızı güçlendiren bir öğrenme fırsatına dönüştürecek, durumları konuşmayı kolaylaştıracak şu sorular kullanılabilir.

Senin bakış açından ne yaşandı?
O ânı düşündüğünde ne hatırlıyorsun?
Sen nasıl etkilendin? Diğerleri nasıl etkilendi?
Devamında ne olmasını isterdin?
Şimdi nasılsın?

Belki paylaşılamayan bir oyuncak, belki bir türlü anlaşılamayan ekran süresi tartışmalarından sonra, biraz sakinleşince bu şekilde kendimizi ifade etsek nasıl olurdu? 

Kendimizden evlere, evlerden evrene...Birlikte yaşamı öğrenelim, öğrendiklerimizi paylaşalım diye.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder