Sura Hart ne diyor?
Öğrencilerinize üç basit beceriyi öğreterek sınıf içi
çatışmaların %99’unu sona erdirme gücüne sahip olur ve onlara yaşamları boyu
hizmet edecek becerileri kazandırmış olursunuz.
Onlara;
1 -Duygularının farkına varma becerisini (kendilerinin
ve başkalarının)
2 -İhtiyaçların farkına varma becerisi
(kendilerinin ve başkalarının)
3 -Herkesin en çok ihtiyacını karşılayacak şekilde
strateji geliştirme becerisini öğretebiliriz.
Bugünden başlayarak bu becerileri geliştirmek için neler
yapabilirsiniz?
Ben ne düşünüyorum?
Ben yine okurken bir yerde takıldım ve bu basit değil😊
Kendi deneyimim, benim için pek basit olmadığı yönünde, ancak çocuklar için
böyle olmayacağını biliyorum. Öğretme kısmı beni düşündüren. Bu beceriler
öğretilebilir beceriler mi? (Bence bunu her şey için konuşabiliriz ama ben
odağı burada tutuyorum.) Velev ki öğretilebilir beceriler, öğretmen olarak ben
bu üç beceriyi biliyor muyum? Bu üç beceriyi öğretebileceğimi düşünüyor muyum?
Hangi yol ve yöntemlerle? Ne yapacağım mesela, okuyun da özetini çıkarın mı
diyeceğim?
Gerçekten aklıma birlikte yaşamaya çalışmak, birbirimizden
öğrenmeye açık ve hevesli olmak dışında bu üç beceriyi geliştirme yolu
gelmiyor. Öğretebileceğim bir şey yok, birlikte öğrenmeye alan açmaya hevesim
var. Bununla birlikte bunu sorumluluğum olarak görüyorum. Bu konuda kendimi
güçlendirmek için pek çok şey yapmaya çalışıyorum, çalışıyoruz. Güçlendikçe
güçlendirebileceğimi düşünüyorum. Kendimin, topluluklarımın ve özellikle de
çocukların güçlendiğini görmek beni acayip mutlu ediyor. Bu kadar büyüklü
küçüklü çatışmanın içinde umut oluyor, yapabiliriz diyorum. Sanırım 2 hafta
önce Gülesra paylaşmıştı, hazine deyivermişim bu becerilere. Evet, bir hazineyi
paylaşıyoruz, birlikte, büyüterek.
Çocuklarla nasıl
paylaşıyorum?
Şu blogda ya da sözlü paylaşımlarımda bir tarama yapsak, en
sık kullandığım kelime duygusal güvenlik olurdu eminim. Duygusal güvenliği
sağlamaya çalışmak ve bu süreçte sorumluluğu çocuklarla paylaşmak yapmaya
çalıştıklarımın özeti.
‘’Birlikte yaşamak ve öğrenmek için neye ihtiyacımız var?’’
bu sorunun ilk günden son güne kadar peşini bırakmadık, iyi ki bırakmadık.
Genelde konuşma yerimiz çemberlerimiz ancak her an, her olay bizi bu soruyla
bağlantı kurmaya yönlendiriyor. Günlük akışın hızında ödül ve cezaya
kapılıvermekten alıkoyuyor bizi bu soruya verdiğimiz cevaplar.
Cevaplarımızın çeşitliliği, ihtiyaçlarımızın ve
duygularımızın farklılığının somut göstergesi oluyor; cevaplarımızın değişimi,
gelişimi de sene başında oluşturulan, bir daha üzerine konuşulmayan ama her
çatışmada referans gösterilen kuralların aslında canlılığını yitirdiğinin.
Böylece kendimizi ve birbirimizi bilir hale geliyoruz,
birlikte yaşamayı öğreniyoruz. Birbirini gözeten, özen gösteren, kolaylıkla
yardım isteyen/eden, katılımcı bir topluluğun yetişkini olarak kendimi çok
şanslı hissediyorum. Bu becerilerin kolaylıkla yaşayabileceğinin tanığı
oluyorum, güçleniyorum, birlikte güçleniyoruz.
İyi ki birlikteyiz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder