2 Haziran 2018 Cumartesi

Özenç' in Şefkatli Eğitmen Günlüğü 30.Hafta


Sura Hart ne diyor?

Öğrencilerinize üç basit beceriyi öğreterek sınıf içi çatışmaların %99’unu sona erdirme gücüne sahip olur ve onlara yaşamları boyu hizmet edecek becerileri kazandırmış olursunuz.

Onlara;
1       -Duygularının farkına varma becerisini (kendilerinin ve başkalarının)
2       -İhtiyaçların farkına varma becerisi (kendilerinin ve başkalarının)
3       -Herkesin en çok ihtiyacını karşılayacak şekilde strateji geliştirme becerisini öğretebiliriz.
Bugünden başlayarak bu becerileri geliştirmek için neler yapabilirsiniz?

Ben ne düşünüyorum?

Ben yine okurken bir yerde takıldım ve bu basit değil😊 Kendi deneyimim, benim için pek basit olmadığı yönünde, ancak çocuklar için böyle olmayacağını biliyorum. Öğretme kısmı beni düşündüren. Bu beceriler öğretilebilir beceriler mi? (Bence bunu her şey için konuşabiliriz ama ben odağı burada tutuyorum.) Velev ki öğretilebilir beceriler, öğretmen olarak ben bu üç beceriyi biliyor muyum? Bu üç beceriyi öğretebileceğimi düşünüyor muyum? Hangi yol ve yöntemlerle? Ne yapacağım mesela, okuyun da özetini çıkarın mı diyeceğim?

Gerçekten aklıma birlikte yaşamaya çalışmak, birbirimizden öğrenmeye açık ve hevesli olmak dışında bu üç beceriyi geliştirme yolu gelmiyor. Öğretebileceğim bir şey yok, birlikte öğrenmeye alan açmaya hevesim var. Bununla birlikte bunu sorumluluğum olarak görüyorum. Bu konuda kendimi güçlendirmek için pek çok şey yapmaya çalışıyorum, çalışıyoruz. Güçlendikçe güçlendirebileceğimi düşünüyorum. Kendimin, topluluklarımın ve özellikle de çocukların güçlendiğini görmek beni acayip mutlu ediyor. Bu kadar büyüklü küçüklü çatışmanın içinde umut oluyor, yapabiliriz diyorum. Sanırım 2 hafta önce Gülesra paylaşmıştı, hazine deyivermişim bu becerilere. Evet, bir hazineyi paylaşıyoruz, birlikte, büyüterek.

Çocuklarla nasıl paylaşıyorum?

Şu blogda ya da sözlü paylaşımlarımda bir tarama yapsak, en sık kullandığım kelime duygusal güvenlik olurdu eminim. Duygusal güvenliği sağlamaya çalışmak ve bu süreçte sorumluluğu çocuklarla paylaşmak yapmaya çalıştıklarımın özeti.
‘’Birlikte yaşamak ve öğrenmek için neye ihtiyacımız var?’’ bu sorunun ilk günden son güne kadar peşini bırakmadık, iyi ki bırakmadık. Genelde konuşma yerimiz çemberlerimiz ancak her an, her olay bizi bu soruyla bağlantı kurmaya yönlendiriyor. Günlük akışın hızında ödül ve cezaya kapılıvermekten alıkoyuyor bizi bu soruya verdiğimiz cevaplar.
Cevaplarımızın çeşitliliği, ihtiyaçlarımızın ve duygularımızın farklılığının somut göstergesi oluyor; cevaplarımızın değişimi, gelişimi de sene başında oluşturulan, bir daha üzerine konuşulmayan ama her çatışmada referans gösterilen kuralların aslında canlılığını yitirdiğinin.
Böylece kendimizi ve birbirimizi bilir hale geliyoruz, birlikte yaşamayı öğreniyoruz. Birbirini gözeten, özen gösteren, kolaylıkla yardım isteyen/eden, katılımcı bir topluluğun yetişkini olarak kendimi çok şanslı hissediyorum. Bu becerilerin kolaylıkla yaşayabileceğinin tanığı oluyorum, güçleniyorum, birlikte güçleniyoruz.
İyi ki birlikteyiz!











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder