11 Nisan 2018 Çarşamba

Özenç'in Şefkatli Eğitmen Günlüğü 23. Hafta

Sura Hart ne diyor?

Öğretmenin öğrenciler arasında ve öğrenciler arasında ve öğrencileri ile besleyeceği ilişki biçimleri bir niyet meselesidir. Temel soru, Sınıfınızda hangi tür ilişkiler beslemek istiyorsunuz? sorusudur. Niyetiniz netleştiğinde onu gerçekleştirme yollarını bulmak ve yaratmak da mümkün olur.
Sınıfınızda beslemek istediğiniz ilişki biçimlerine dair vizyonunuzu yazın. Halihazırda kullandığınız ve bu vizyonu gerçekleştirmeye katkı sunduğunu düşündüğünüz yol ve yöntemleri yazın. Bu ilişkileri besleyecek başka şeyler de aklınıza geliyor mu?

Ben ne düşünüyorum?

Niyet...Çok sevdiğim bir kelime, ihtiyaç kartlarında da ''niyetinle görülmek'' ayrı bir göz kırpar bana.
Bazen yolda başıma hayat gelir, yollar, yönler karışır ama niyetim pusulam.  O karışık, bitmeyecekmiş gibi görünen yollarda, bir durup pusulama bakmak, düzenleyiverir her şeyi, yolumu hatırlatır bana. Ben de genelde şaşırırım, nasıl bu kadar hızlı olduğuna.

BBOM Derneği'nde, Öğretmen Köyü'müzde, Çocukla Barış'ta vizyonumuz, yolculuğumuzda pusulamız, eylemlerimizde niyetimiz ortak: katılımcı ve barışçıl öğrenme ortamları.

Yukarıdaki cümleyi yazarken tekrar fark ettim, bu niyeti gerçekleştirmeye 'birlikte' olmak büyük katkı sunuyor. Benzer niyetler bir aradayken, dayanışma büyüyor, umut büyüyor, tükenmişlik, yalnızlık, çaresizlik pek uğramıyor. O yüzden, niyetinde netleştiğinde, 'benim dışımda kim var, kimlerle, nasıl paylaşabilirim?'  diye yola çıkmak önemli, 6 yıl önce BBOM'u bulmam, böyle bir hikayedir örneğin.

Katılımı ve barışı geliştirecek araçlar üzerine çalışmak, bu niyeti çocuklarla paylaşıp onlara danışmak, onlardan görüş almak, deneyimleri hem kendim, hem de başkaları için dokümante etmek, dönüp dönüp süreci değerlendirmek, birlikte değerlendirmek, birlikte çalıştığım arkadaşlarımdan geribildirim almaya açık olmak, merakım ve heyecanımı diri tutup, sebatla yol almak benim vizyonu gerçekleştirmeye katkı sunduğunu düşündüğüm yolların özeti.

Yöntemlere gelince, katılım ilkeleri ve modelleri, şiddetsiz iletişim ve sosyokrasi öncelikle söyleyebileceğim yöntemler...Burası çok geniş bir öğrenme, keşif alanı. Sıklıkla bahsettiğim için her birini tek tek açmıyorum ama şunu söyleyebilirim: 6 yıl içinde geldiğimiz bu noktayı kutluyorum, her anı öğrenme, her deneyimden ders çıkarma dolu zamanların sonunda geldiğimiz bu yer çok keyifli, çok bereketli. İçimde bir heyecan ve merak. Bakalım yeni ihtiyaçlar bizi nerelere götürecek, bir 6 yıl sonra nelerden bahsediyor olacağız?

Çocuklarla paylaşma kısmı günlüğün özeti, adım adım, hafta hafta. Bakıyorum da amma birikmiş!

Kendimi nasıl değerlendiriyorum?

Eğitimde İyi Örnekler paylaşımımızdan önce başladı içimde kelebekler uçuşmaya. Açılış oturumu. Bir film yapmışlar, o oynuyor. Kalp ve beyin diyor, onlar ayrı değil ki, birlikte diyor, dolayısıyla eğitim sadece beyinle ilgilenemez diyor, sıkıveriyoruz birbirimizin elini.
Sonra canımız Karin geliyor, Karin Karakaşlı...çocuklar, en iyi öğretmenimdi, çok şey öğrendim onlardan diyor, çocuğa alan açınca kendini gerçekleştirebilir, yeter ki birinin onunla alay etmeyeceğini bilsin diyor, gözüm doluyor, kafamı yanıma çeviriyorum, tek gözü dolan ben değilim...

Bu benim için çok büyük bir kutlama demek. Neden mi? Hem küçük/büyük topluluğumun, hem de emek verdiğim vizyonumun, niyetimin güzelliğinin, geçerliliğinin yüksek sesle paylaşılması haliydi, hatırlayınca içim hala kıpır kıpır.

Sunum sırasına geçemiyorum bile :) Bu ne keyifli yolculuk, ne güzel insanlarla buluşmuşum, amma çiçeklenmiş buluştuğumuz yerler, içim doldu doldu taştı.
Bir fikrin, niyetin -belki biraz da inadın- güzelliğinde buluş
tuğum herkese, her şeye şükran doluyum. O sahneyi birlikte paylaştık!








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder