27 Aralık 2017 Çarşamba

Özenç'in Şefkatli Eğitmen Günlüğü 11. Hafta

Sura Hart ne diyor?
Eğlence ve oyun temel insani ihtiyaçlardır, dinlenecek vakit bulamayan öğretmenler için bile.
 Öğretirken eğlenemiyorsanız artık, öğrencilerinizin yaşamlarındaki eğlence ihtiyaçlarını karşılamalarına destek olmak için bir hayli çaba harcamak gerekebilir.  Eğlence için illa salıncakların, tahterevallilerin bulunduğu bir oyun alanı gerekli değildir. Nerede olursanız olun oyun oynayabilirsiniz - biraz yaratıcılık olsun yeter.
 Eğlence/oyun ihtiyacınızı karşılamak için ne yapıyorsunuz? Yaptığınız şeyleri düzenli olarak mı yapıyorsunuz? Bir yerden başlamak ister misiniz?

Ben ne düşünüyorum?
 ‘’Nerede olursanız olun oyun oynayabilirsiniz- biraz yaratıcılık olsun yeter.’’ cümlesi hoop ‘’Oyun Oyunbazlık, Yaratıcılık ve İnovasyon’’ kitabına götürdü beni. Yahu nedir bu oyun diye düşünüp, etraflıca okumaya çalışırken hep elimin altındaydı.

Bir de, Marshall Rosenberg’in bir sözü kulağımda: ‘’Oyun olmayan hiçbir şeyi yapma.’’

Sura, bu ihtiyacı karşılamak için ne yapıyorsunuz diye sormuş ve eklemiş ‘’düzenli olarak mı yapıyorsunuz?’’ Ben buradan rutinin önemini anlıyorum ve rutinlere o kadar inanıyorum ki J
Bugüne kadar ne rutin haline geldiyse, oradan beklediğim kazanımlar er ya da geç gerçekleşti, çocuklar özdüzenlemelerini yapmakta geliştiler, sınıfta da ahenkli bir hava…
Oyun ve öğrenme  ilişkisi üzerine çokça makale mevcut, epeyce kabul görüyor da,  bence bir benzeri oyunbazlık ile ilişki kurma arasında da var, benim için öyle en azından J

Ben eğlenceye, oyuna düzenli zaman ayırarak bir takım aktiviteler yapmanın yanı sıra oyunbaz olma halini çok önemsiyorum ve seviyorum. Böylelikle her diyalog bir oyun, hiç beklemediğin anlar eğlenceye dönüşebiliyor, dahası bu çocuklar tarafından gözlemlenip öğreniliyor. İşte o zamanları fark ettiğimde, kalbim büyüyor resmen!

Çocuklarla nasıl paylaşıyorum?
Biliyorsunuz her sabah çemberdeyiz çocuklarla.
O çemberlerden çıkan bir takım rutinlerimiz var, örneğin sabah dansları.
Sabah sporu, müzikle birleşip dansa dönüştü.
Gün içerisinde sınıf içinde şeklen çember olmayı kolaylaştıracak bir araca ihtiyacım vardı, tabii ki renkli elektrik bantları!

Zemine bir merkezden çıkıp çember halini almış oklar çizdim, kolaylaşıverdi işim. Sabah, bir araya geldiğimizde hoop çembere. Şimdilik 4 şarkılık bir çalma listemiz var, müziği açıp başlıyoruz coşmaya. Burası için, dostlarımız Şubadap’a da şükranlarımızı sunmadan geçmeyelim. Dans, müzik, oyun, eğlence, eleştirel düşünme…Hepsi için ne güzel bir araç.
İlk şarkımız ‘’Neşeli Bir Gün’’
Nasıl mutlu oluyorum, hep bir ağızdan, birbirimize bakıp ‘’Neşeli bi’gün’’ dediğimizde.’’ Bir de dile dolanıyor ki, çocuklar çalışırken aralarda da duyuyorum.

Bu dans, müzik, eğlence kısmı en fazla 10 dakika sürüyor. Zamanı az, etkisi çok. Güne sabahtan yayılan bir neşe.
 Günün devamında da oynadığımız oyunlar var ama ben günün son 10 dakikasının da benzer şekilde geçirip, günü bitirdiğimizi eklemek istiyorum. Son dakikalar, doğası gereği hareketli dakikalar, genelde ayaktalar, bazılarının serviste yer kapabilmek için kulağı zilde, gözü kapıda. Bu durumdan rahatsızlığımı paylaştım ve gitmeden de bir dans çemberi yapmaya karar verdik. İyi ki vermişiz, bence en çok ben rahatladım J ‘’Çocuklaaar daha var, oturur musunuz lütfeen’’ demek yerine, bir çemberde şarkı söyleye söyleye kapatıyoruz günü. Bazen tren şeklinde çıkıyorlar sınıftan, zili de eğlencelerine katıyorlar J

Bir de oyunbaz haller var, onlar paha biçilemez.

Çocukların geribildirimleri neler?
Sabah dansı, hiç kaçırılmak istenmeyen zaman sınıfta.  Çok geç gelen üzülüyor, ona akşama sakla hevesini diyoruz, az geç gelenin ilk dikkat ettiği kaçıncı şarkıda olduğumuz oluyor.

Bazen bekliyorum, çocukları gözlemliyorum. Hemen birinden bir ses geliyor. ‘’ E, ne zaman başlıyoruz?’’ Rutinin gücünü tekrar fark ediyorum öyle anlarda.

Sık sık duyduğum cümle: ‘’Öğretmenim sen çok komiksin.’’ Sonrası genelde kucaklaşma oluyor, sınıfta genelde olumlu bir hava hüküm sürüyor.

Kendimi nasıl değerlendiriyorum?
Merak ve öğrenme isteğimi, çabamı kutluyorum öncelikle.
Sonrasında da okuyup öğrendiklerimin nasıl hayata geçtiğini deneyimlememi sağlayan oyunbaz arkadaşlarımı kutluyorum. Onları gözlemlemek, onlarla ilişkide olmak çok geliştirdi oyunbaz yanımı.

Oyuna devam!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder