23 Ekim 2017 Pazartesi

Özenç'in Şefkatli Eğitmen Günlüğü 2. Hafta

Sura Hart ne diyor?
Öğrenmek öğrenciler için sınıfa getirdikleri bir sürü ihtiyaçtan sadece biridir. İlişki tabanlı bir sınıfta; güvenlik, güven, öğrencilerin ihtiyaçları, öğretmenlerin ihtiyaçları ve iletişim biçimleri kullanılan müfredat için tarih, yabancı dil, fen bilimleri ve diğer akademik konular kadar önemlidir.
Sınıfta izlediğiniz müfredat bu değerleri nasıl yansıtıyor? Kullandığınız müfredatta bu değerleri daha güçlü yansıtmaya yarayacak değişiklikler yapmak ister misiniz?

Ben ne düşünüyorum?
İlk iki cümleyi büyük puntolarla her yere yazasım var Sura J
Hatta bana birbirleri kadar önemliden biraz daha fazlasıymış gibi geliyor. Fiziksel ve duygusal olarak kendini güvende hissetmeyen çocuk, gerçekten öğrenebilir mi?
Çocukların ve kendi ihtiyaçlarını gözetmeden koca gün/ler nasıl geçer? Bu ihtiyaçları gözetmediğimizde çıkan sorunları ne çözer? İşte bu müfredatta yazmıyor, buralara bakmamız lazım.
Okuma yazma öğretirken nelere dikkat edeceğim, neyi yapıp neyi yapmayacağım her yerde yazıyor ama sınıfa girdikten 5 dakika sonra başlayan ve dersin sonuna kadar aralıksız devam eden ‘tuvalete gidebilir miyim?’ soruları nasıl karşılanır hiçbir yerde yazmıyor J
Müfredat savaşlar ve sonrasında yapılan anlaşmalardan geçilmiyor ancak sınıfta anlaşmayı, barışı  nasıl sağlayacağız, ona pek rastlayan yok.
Buralara kafa yoralım, üretelim, birlikte güçlenelim de sınıfları tükenmiş öğretmenler, gözünün feri sönmüş çocuklar doldurmasın.

Çocuklarla nasıl paylaşıyorum?
Fiziksel ve duygusal güvenliği sağlama ilgili geçen haftaki yazıdan bu yazıya bile epey gelişme oldu, öncelikle onu söyleyeyim. Fiziksel şiddeti sadece görmezden gelmemek bile, azaltmak için bir başlangıç sanırım. Her gördüğümde eli havada yakalamaya çalıştım, sonrasında da nedenini konuşmaya çalıştım, anlaşabilmek için diğer öğretmen arkadaşlarımdan yardım istedim. Gün içerisinde ne zaman yaşandığını gözlemlediğimde hep benzer zamanlarda olduğunu fark ettim. Çocuklar için içeriye giriş zili ile öğretmen zili arasında 5 dakika var. Ne oluyorsa o 5 dakikada oluyor J Ben de o karışık manzarayı görüp, çocukların şikayetlerini duyduktan sonra devam etmekte zorlanıyordum. Hangi birini duyacaktım, tekrar sakin sakin çalıştığımız zamana nasıl geçecektim?
O yüzden, çocuklar için zil çaldığında sınıfa geçmeye karar verdim. Çocukların birbirinden farklı hallerle sınıfa girerken beni gördüklerindeki halini görmeliydiniz J Gelip boynuma sarılan da vardı, ‘öğretmenimm’ diye zıplayan da. Arada oyunbazlıklar da yaptım onlar sınıfa girerken, eğlendik birlikte. Son çocuk içeri girip de kapıyı kapattığımda gördüğüm manzaraya bayıldım, herkes kaldığı yerden devam ediyordu. Bu küçücük bir 5 dakika nelere kadir dedim içimden J
Bu arada ders devam ederken benim de zorlandığım zamanlar oluyor. Bir 5 dakika çağırılmadığım, konuşmayacağım, mümkünse oturacağım bir zaman. O zaman olsa, her şey daha güzel olacak gibi.
Çocuklarla bu ihtiyacımı paylaştım, Türkçe bilen çocuklar da bilmeyen arkadaşlarına anlattılar .Artık sevdiğim bir müzik açıyorum ve Özenç’siz zaman başlıyor, hazır mısınız diyorum. Müzik bitene kadar bazen yanımdaki kitaptan bir bölüm okuyorum, bazen bir şeyler karalıyorum, bazen de onları izliyorum. Arada tam bir çocuk bana seslenecek oluyor, ya ben müziği işaret ediyorum, ya da yanındaki arkadaşı. Gerçekten çok rahatladım, sonrasında tazelenmiş bir şekilde yanlarında olmak çok zevkli, öğretmenliğin zorluğundan çok keyfini çıkarmama yaradı o 5 dakikacık. Canım 5 dakika J
Sonrası ile ilgili ne düşünüyorum?
Sınıfa 5 dakika erken gelmeye devam edeceğim. Dil yeterliklerimiz arttıkça, konuşup anlaşma zeminimiz güçlendikçe buna ihtiyaç duymayabilirim ancak barışçıl bir sınıf ortamı için önleyici tedbirler çok önemli hala bizim için. Çocuklar da bu halden pek memmun göründüğü için devam.
Günlük akışta kendimin ve çocukların ihtiyaçlarını takip etmeye devam edip, buralardan rutinler oluşturmayı düşünüyorum. Örneğin bu hafta çocukların sabahları daha çok gözlemlediğim hareket ihtiyaçlarına nasıl bir rutin oluşturabiliriz, onun üzerine çalışacağım. ‘Özençsiz 5 dakika’ yı bir rutine dönüştürebilir miyim, bunu düşüneceğim.
Sınıfta fiziksel ve duygusal güvenliği sağlamakla ilgili sınıfta başlayıp devam eden başka süreçler de var, onları da ayrı birer blog yazısı şeklinde yazıp, paylaşacağım.

Kendimi nasıl değerlendiriyorum?
Ben yine kendimi kutlamak istiyorum J
Problemi görüp, akmayan yeri fark edip görmezlikten gelmeme, çözüm bulmaya çalışma halimi seviyorum. ‘ Özenç’siz 5 dakika’ öncesinde birkaç kez içime sinmeyen diyaloglar, güzelliğinin farkına varamayıp geçiştirdiğim haller oldu. Bu durum sıklıkla yaşanması bana iyi gelmeyecekti, kendimle bağlantımı güçlü tutmak, arkasından gitmek çocuklarla da bağlantımı güçlendiriyor, fark ediyorum. Devam diyorum, devam.

Ve tabii ki çocukları kutluyorum. Bitmeyen  meraklarını, beni anlama çabalarını, hızlıca tercüme yaparak birbirimizi anlamayı kolaylaştırmalarını, her sabah buluştuğumuzdaki taptatlı heyecanlarını kutluyorum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder