Sura Hart ne diyor?
Öğrencilerin güvende oldukları ve güvenebildikleri yerde
öğretmenler de şefkat ve derinlemesine öğrenmenin tohumlarını bulacaktır.
Sınıfta güvenli alan ve güven tesisi için harcanan zaman,
eğitimcilerin en çok arzuladığı şey olan derinlemesine öğrenmenin yeşerdiği
şefkatli öğrenme topluluğunu yaratabilir.
Öğrencilerinizle birlikte, herkes için güvenlik ve güvenin
önemini keşfedin. Bu süreç, tarihsel bir bağlamda gerçekleştirilebilir -
dünyanın her bir parçasında yaşayan bütün insanlar için eskiden nasıl bir önem
taşıyordu, şimdi hala nasıl bir önem taşıyor. Veya günümüz bağlamına
taşınabilir ve bugünün olaylarında keşfedilebilir güvenlik ve güvenin
önemi.
Grup anlaşmanızın ne kadar iyi işleyip işlemediğini
birlikte değerlendirmek için önceliğiniz bu olsun. Sınıfın tüm üyelerinin
güvenliğini ve güven duygusunu daha iyi desteklemek için bu keşfi sürdürüp
geliştirin.
Ben ne düşünüyorum?
Güven ve güvenlik derken, fiziksel ve duygusal güvenlikten
bahsettiğini anlıyorum. Güven ne büyük kelime, ne önemli bir ihtiyaç onu
düşünüyorum.
Birine güvenmek, bir topluluğa güvenmek, aradaki bağa,
bağlantıya güvenmek beni güçlendiriyor ve potansiyelimi açığa çıkarmamı,
varolmamı kolaylaştırıyor hatta sağlıyor. Fiziksel olarak güvenli bir ortam da
ne kadar hareket edebileceğimi bilmemi, riskleri bilip ona göre davranmamı
sağlıyor, bu haliyle pek çok şey için önkoşul niteliğinde.
Bu iki kavramın benim için öneminden yola çıkıp, çocuklarla
sınıfta ve hatta okulda katılımcı ve barışçıl bir topluluk olma yolunda bu
konuda neler yapabiliriz onu düşünüyorum, gözlemlerim ile bağlantısını kurmaya
çalışıyorum.
Çocuklarla nasıl
paylaşıyorum?
İçimden geçen, onlarla bu kavramları duyduklarında onların
içinde ne canlandığı üzerine konuşmak, onları duymak ancak bunun için daha çok
erken. Benim yaptığım yolculuğu onlar da yapsın istiyorum, ama önce o yolu
birlikte yapmamız gerekecek. Kendimizi tanımamıza yardımcı olan her şey, bizim
taşımız, toprağımız.
Bu hafta daha çok fiziksel güvenlikten söz edeyim; şanslıyım
kocaman bir sınıfım var. Sıralar, masa ve dolaba rağmen epeyce bir yer kalıyor
ve o alanı 25 kişi paylaşıyoruz.
Sınıfta koşmak, tek ayak üstünde bir seke seke koşmak bir
grubun çok sevdiği bir şey. Arkadaşından kalem almaya bile zıplaya zıplaya
giden var J
Bu hareket ihtiyacını gözlemleyip çocuklarla paylaştım ve
artık sabah ilk dersin 10-15 dakikasını sınıfta ya da bahçede çember olup hareket
ediyoruz. Ancak yine de sınıf içerisinde de bir takım düzenlemelere,
ortaklaştığımız bir anlaşmaya ihtiyacımız olduğunu düşünüyordum. Bu kadar çok
çocukla olmak benim için de yeni bir şey olduğu için kaygım da biraz fazla
sanırım.
Çocuklardan biri yine seke seke çöpe doğru giderken düştü ve
kafasını sıranın ucuna çarptı. Neyse ki hafif çarptı. Gerekli müdahaleyi
yaptıktan sonra bu durumu çocuklarla konuştuk. Bu durumun beni çok korkuttuğu,
herkes için güvenli bir alanın benim için çok önemli olduğunu paylaştım.
Çocuklardan bazıları da benzeri paylaşımlar yaptı. Ben de hem hareket, hem de
güvenlik ihtiyacını karşılayacak bir öneri getirdim. Dedim ya sınıf büyük.
Önerim sıra düzenimizi biraz daha öne yaklaştırıp ve sınıfın arkasında bir boş
alan yaratmak ve sıralı tarafta koşup zıplamamak, koşup zıplamak
istediğimizde yan tarafa geçmek.
Çocukların
geribildirimleri neler?
Önerimin üzerine konuşup değerlendirme yapma durumumuz pek
olmadı, anlatırken pek de anlaşılamadığımı fark ettim ve bunu üzerine sınıf
düzenini değiştirip, denemeye başladık.
İlk geri bildirim, çocukları gözlemlediğim kadarıyla
şaşkınlık oldu. Sabah sporu önerisinde de böyle olmuştu, kısıtlamak ,
yasaklamak yerine güvenli bir alan açmak ve oraya davet etmek önce şaşkınlık
yaratıyor bizim sınıfta J
Sonrasında da çocukların olumlu geri bildirimleri ile fark
ettim ki, fiziksel güvenliği önemseyip, üzerine düşündüğünde, bunu çocuklarla
paylaştığında duygusal güvenliğin de sağlanmasına, güçlenmesine katkı sunmuş
oluyorsun. Güven ne bereketliymiş, oluşmaya başlayınca, oluşması için emek
harcayınca bollukla geri dönüyormuş, ne güzel J
Sonrası ile ilgili ne
düşünüyorum?
Çok az zaman geçti bu düzenlemenin üzerinden ancak
gözlemlerime göre bunu konuşmaya devam edeceğiz.
Öncelikle zıplama yerinde aynı anda en fazla kaç kişi
olabilir, bunu netleştirmeyi önereceğim. Bu da hem güvenlik için, hem de diğer
çocukların da alanını korumak için önemli. Benim sınırım 3 kişi. Bakalım
çocuklarla konuşunca neye dönüşecek?
Sonrası için o alanın sınırlarını görünür şekilde çizmek ve
yapılandırmak – sek sek çizmek gibi- gerektiğini düşünüyorum. Çocuklardan nasıl
yapılandırabileceğimize dair öneriler isteyeceğim ve sınıfa birkaç renk
elektrik bandı götüreceğim.
Ve bir de, hareket tamamen ortadan kaldırabileceğimiz bir
şey değil, canlılığımızın pek tatlı göstergelerinden biri, önemli bir
ihtiyacımız. Sıraların olduğu yerde de kıpırtısız ya da %100 kontrollü
olunmayacak, olunmasın da. Bu nedenle sivri uçları sünger ya da keçeyle
yumuşatmayı düşünüyorum.
Güvenin sağlanması çok zor değil, bazen bir keçe parçası
bile seni, senin varlığını çok önemsiyorum demeye yetiyor.
Bu küçük keşifler beni çok heyecanlandırıyor, bakalım
sonrasında neler olacak?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder